Öyle bir rapor ki, gerçeklerle bağlantısı neredeyse yok denecek kadar az. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın 2024 İnsan Hakları Raporu, AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in deyimiyle "tam bir hayal ürünü". Çelik, bu rapora tepkisini oldukça sert bir dille ifade etti.
"Biz insan hakları konusunda samimiyiz" diyen Çelik, Türkiye'nin bu alandaki çabalarının görmezden gelindiğini vurguladı. Sanki birileri, gerçekleri çarpıtmak için özel bir çaba harcıyor gibi. Oysa Türkiye, son yıllarda insan hakları alanında önemli adımlar attı.
Çifte Standardın Dayanılmaz Hafifliği
Çelik'in en çok dikkat çektiği nokta, raporun çifte standartlar içermesi. "Bir yanda kendi işledikleri insan hakları ihlalleri, diğer yanda başkalarını eleştirme cüreti" diye konuştu. Gerçekten de, ABD'nin dünyanın çeşitli yerlerindeki uygulamaları düşünüldüğünde, bu eleştirilerin samimiyeti sorgulanıyor.
Peki ya Türkiye'nin insan hakları alanındaki gelişmeleri? Çelik, özellikle kadın hakları, engelli bireylerin yaşam kalitesi ve ifade özgürlüğü konularında atılan adımları hatırlattı. "Biz rapor yazmakla değil, somut adımlar atmakla meşgulüz" mesajı oldukça net.
Raporun Eksik Bıraktıkları
İşin ilginç yanı, raporun Türkiye'nin terörle mücadelede gösterdiği çabaları tamamen görmezden gelmesi. Oysa terör örgütlerinin insan hakları ihlalleri ortadayken, bunları görmezden gelen bir raporun ne kadar objektif olabileceği tartışılır.
Çelik'in de dediği gibi: "Gerçekler, raporlardan daha güçlüdür." Türkiye'nin insan hakları alanındaki çabaları, uluslararası platformlarda takdir görüyor olsa da, bazı çevrelerin bu gelişmeleri kasıtlı olarak göz ardı ettiği ortada.
Sonuç olarak, bu raporun Türkiye'nin insan hakları alanındaki çabalarını yansıtmadığı açık. Belki de asıl sorulması gereken, bu tür raporların gerçekten insan haklarını korumak için mi, yoksa siyasi amaçlar için mi hazırlandığı...
