Sinema dünyasının ödüllü ismi Pedro Almodovar, bu kez kamera arkasında değil, insanlığın vicdan sahnesinde yer aldı. İspanyol yönetmen, Gazze'deki savaşın gölgesinde yaşayan bir çocuğun kaleminden dökülen mektubu seslendirirken, dünyanın dört bir yanında yürekleri dağladı.
O mektup öyle sıradan satırlar değildi. Bombaların gürültüsü altında, belki de bir bodrum katında, titreyen ellerle yazılmıştı. Her kelimesinde çocukluğu çalınmış bir yüreğin sesi yankılanıyordu. Almodovar'ın o karakteristik sesiyle okuduğu bu satırlar, adeta insanlığa ağır bir tokat gibi indi.
Büyük Ustanın Küçük Notu
Almodovar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şunları söyledi: "Bugün susmak, tarafsız kalmak mümkün değil. Bu çocuğun sözleri, tüm dünyanın okuması gereken bir insanlık belgesi." Ünlü yönetmenin bu çıkışı, kültür-sanat dünyasında da büyük yankı uyandırdı.
Mektubu kaleme alan isimsiz küçük kahraman, yaşadıklarını o kadar çarpıcı anlatmış ki... Bombaların sesiyle uyanmak, okula gidememek, en basit oyuncaklara bile hasret kalmak. Aslında hepimizin çocukluğunda olması gereken sıradan şeylerin, nasıl da lüks hale geldiğini acı bir şekilde hatırlatıyor.
Sanatın Vicdanı Konuştu
Almodovar'ın bu hareketi, sanatın sadece eğlence için olmadığını bir kez daha gösterdi. Sinemanın büyük ustası, Oscar heykelciklerinden çok daha değerli bir şeyi taşıyordu şimdi: insanlığın vicdanını.
Peki ya biz? Bu mektubu okuduktan sonra hâlâ susabilir miyiz? Gündelik telaşlarımıza gömülüp, dünyanın öbür ucunda yaşanan bu insanlık dramını görmezden gelebilir miyiz? Sanırım hepimizin bu sorularla yüzleşme zamanı geldi.
Gazze'deki o küçük çocuğun mektubu, aslında tüm dünya çocukları adına yazılmış bir çağrı. Belki de Almodovar'ın sesinden dünyaya yayılan bu mesaj, bir şeyleri değiştirmenin ilk adımı olur. Kim bilir...
