Tam 13 yıl... İnsan hakları mücadelesinde adeta bir dönüm noktası sayılabilecek bir süreçten bahsediyoruz. Anayasa Mahkemesi, bireysel başvuru yolunun açılmasıyla birlikte Türkiye'nin adeta 'hukuk laboratuvarı'na dönüştü.
Şöyle bir düşünün: 702.000'den fazla başvuru. Bu rakamın büyüklüğünü kavramak gerçekten zor. Her birinin arkasında bir insan hikayesi, bir mağduriyet, bazen umut, çoğu zaman da büyük bir beklenti var.
İhlal Kararlarının Çarpıcı Dağılımı
Mahkeme, bu devasa başvuru yükü altında çalışırken, 81.000'i aşkın davada 'ihlal' kararı verdi. Bu da yaklaşık her 9 başvurudan birinin haklı bulunduğu anlamına geliyor - ki bu oran üzerinde ciddiyetle düşünülmesi gereken bir istatistik.
En çok ihlal kararı verilen alanlara baktığımızda ise manzara oldukça net:
- Adil yargılanma hakkı - neredeyse klasikleşmiş bir sorun
- Mülkiyet hakkı ihlalleri - sıkça karşılaşılan dertlerden
- Kişi özgürlüğü ve güvenliği - temel hakların başında gelen
- Özel hayatın korunması - giderek daha fazla önem kazanan bir alan
Bu liste aslında Türkiye'nin insan hakları karnesinin de bir yansıması adeta.
Başvuru Sayılarındaki Patlama ve Anlamı
Geçen yılki 125.000 başvuru rakamı gerçekten dikkat çekici. Bu artışın altında yatan nedenler üzerine kafa yormak gerekiyor. Acaba vatandaşlar hak arama konusunda daha mı bilinçlendi? Yoksa ihlaller mi arttı? Belki de her ikisi...
Mahkeme Başkanı'nın açıklamaları, yargı sistemimizin içinde bulunduğu durumu tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. "Kapasitemizin üzerinde çalışıyoruz" ifadesi aslında her şeyi anlatıyor bence.
Peki ya çözüm önerileri? Yapay zeka destekli inceleme sistemleri gündemde. Ancak insan hakları gibi hassas bir konuda teknolojinin ne kadar etkili olabileceği tartışmalı bir konu doğrusu.
Geleceğe Dair Beklentiler ve Endişeler
Bu yoğunluk devam ederse, mahkemenin iş yüküyle başa çıkabilmesi giderek zorlaşacak gibi görünüyor. 81.000 ihlal kararı - bu sayı sadece bir istatistik değil, aynı zamanda on binlerce insanın yaşadığı mağduriyetin de resmi kaydı.
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi'nin bu 13 yıllık performansı, Türkiye'nin insan hakları alanındaki mevcut durumunu anlamak isteyenler için altın değerinde veriler sunuyor. Rakamlar bazen kelimelerden daha fazlasını söylüyor, değil mi?