Siyasetin duayen ismi Devlet Bahçeli'den, yıllardır süregelen o hassas konuda adeta bomba etkisi yaratacak açıklamalar geldi. Dün akşamüstü partisinin grup toplantısında kürsüye çıkan Bahçeli'nin yüz ifadesi bile aslında ne kadar ciddi bir meselenin ele alınacağının habercisiydi.
Şöyle bir düşünün: Yıllardır Türkiye'nin gündemini meşgul eden, uluslararası arenada sürekli karşımıza çıkarılan o iddialar... Bahçeli, işte tam da bu noktada kelimenin tam anlamıyla 'yeter artık' dedi. "Bu soykırım trajedisi dayatması artık son bulmalıdır" sözleri salonda adeta yankılandı.
Tarihin Çarpıtılmasına İsyan
Bahçeli'nin konuşmasının en dikkat çekici yanlarından biri de tarihi gerçeklerin nasıl çarpıtıldığına dair yaptığı vurguydu. "Tarihimizle yüzleşmekten kaçınmıyoruz" derken aslında şunu anlatmaya çalışıyordu: Mesele tarihi kabullenmek değil, dayatmalara boyun eğmemek.
Ve işte o çarpıcı cümle: "Türk milleti soykırım yapmamıştır, soykırımcı değildir." Bu kadar net, bu kadar kesin. Bahçeli adeta uluslararası arenada Türkiye'ye yönelik bu ithamların artık bir siyasi malzeme olmaktan çıkması gerektiğini haykırıyordu.
Diplomaside Yeni Bir Sayfa
Peki ya çözüm önerisi? Bahçeli bunu da es geçmedi. Ermenistan'a yönelik "Türkiye'nin samimi elini görmezden gelmekten vazgeçin" çağrısı, aslında tüm meselenin özünü oluşturuyor. Zira burada kritik olan, iki ülke arasında yeni bir sayfa açılması ihtiyacı.
Konuşmanın belki de en insani boyutu ise şuydu: "Acılarımızı bir kenara bırakıp geleceğe bakmalıyız." Bu cümle aslında her şeyi özetliyor - geçmişin yaralarını deşmek yerine, ortak bir gelecek inşa etmenin önemine vurgu yapıyor.
Sonuç olarak Bahçeli'nin bu çıkışı, sadece bir siyasi liderin açıklaması olmanın ötesinde anlamlar taşıyor. Türk dış politikasının bu hassas konudaki duruşunu net bir şekilde ortaya koyarken, aynı zamanda uluslararası topluma da önemli mesajlar veriyor.
Gerçek şu ki: Bu mesele artık siyasi çıkarlar uğruna istismar edilmekten kurtulmalı. Bahçeli'nin de dediği gibi - yeni bir başlangıç zamanı!
