Dünya bir yandan küresel gıda krizinden bahsederken, Batı Şeria'nın kuzeyindeki köylüler için çok daha acı bir gerçeklik var: Topraklarına ulaşamama trajedisi. İsrail güçleri, bölgedeki Filistinli çiftçilere adeta nefes aldırmıyor.
Neymiş efendim? "Güvenlik gerekçesi" diyorlar. Ama kimin güvenliği? Silahsız çiftçilerin mi, yoksa işgalci askerlerin mi? Cevap ortada aslında.
Zeytin Ağaçlarıyla Hasat Edilen Umutlar
Burası Farasin köyü. Kuş uçmaz, kervan geçmez bir yer değil aslında. Ancak İsrail askerleri köylülerin tarım arazilerine erişimini tamamen kesmiş durumda. Zeytin ağaçları, buğday tarlaları - hepsi askeri bölge ilan edilmiş. Sanki tarım yapmak bir savaş suçuymuş gibi!
Köylüler anlatıyor: "Geçen hafta tarlamıza gitmek istedik, askerler döndürdü. 'Yasak' dediler. Oysa orada atalarımızdan kalma zeytin ağaçlarımız var."
Ekonomik Baskının Yeni Yüzü
Bu yasak sadece bir güvenlik önlemi değil, açıkça ekonomik bir strateji. Filistinlileri topraklarından kopararak, bölgedeki varlıklarını zayıflatmayı hedefliyorlar. Adım adım, usul usul...
- Önce tarım arazilerine yasak
- Sonra su kaynaklarına el koyma
- Ardından yerleşim birimleri kurma
Bu sistematik bir politika aslında. Kimse bize "ama güvenlik" hikayeleri anlatmasın.
Uluslararası Sessizlik ve İkiyüzlülük
Batılı ülkeler insan haklarından dem vururken, Filistinli çiftçilerin temel geçim hakları ellerinden alınıyor. BM raporları var, uluslararası sözleşmeler var - ama hepsi kağıt üzerinde kalıyor.
Bir düşünün: Kendi toprağınızda mahsur kalsanız, ürününüzü toplayamasanız, ailenizi besleyemeseniz... İşte Farasin köylülerinin dramı bu.
Ve en acı olanı: Dünya bu insanlık dramına seyirci kalıyor. Sanki Filistinliler ikinci sınıf insanmış gibi davranılıyor.
Çözüm? Basit Aslında
Çözüm çok basit: Uluslararası toplumun sadece konuşmak yerine harekete geçmesi gerekiyor. Ama kim dinliyor ki? Herkes kendi çıkar peşinde.
Filistinli çiftçiler ise direniyor. Topraklarına, zeytin ağaçlarına, geleceklerine sahip çıkmaya çalışıyorlar. Belki de en büyük direniş bu: Umudu ekmeye devam etmek.