DSÖ: Gazze'den 10.600'den Fazla Hasta Tahliye Edildi, 1092'si Beklerken Hayatını Kaybetti
DSÖ'den Gazze'deki Sağlık Krizi Uyarısı

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı açıklamayla, Gazze'de devam eden insani ve sağlık krizinin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Ghebreyesus, Ekim 2023'ten bu yana bölgeden hasta tahliyeleri konusunda önemli bilgiler paylaşırken, durumun vahametine dikkat çekti.

Tahliye Edilen Hasta Sayısı ve Kayıplar

DSÖ ve ortak kuruluşların çabaları sonucunda, Ekim 2023 tarihinden itibaren Gazze'den 10 bin 600'den fazla hasta tahliye edildi. Bu hastaların içinde 5 bin 600'ü aşkını çocuk hastalar oluşturuyor ve tahliye edilenlerin tamamı ağır sağlık sorunlarıyla mücadele ediyordu.

Ancak bu çabalar, ihtiyacın çok gerisinde kalıyor. Ghebreyesus, uygun sağlık hizmeti alabilmek için tahliye sırası bekleyen çok daha fazla hastanın Gazze'de kalmaya devam ettiğinin altını çizdi. Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Temmuz 2024 ile 28 Kasım 2025 tarihleri arasında, tıbbi tahliye beklerken 1092 hasta hayatını kaybetti. DSÖ yetkilisi, bu rakamın muhtemelen eksik bildirildiğini, gerçek kayıp sayısının daha yüksek olabileceğini ifade etti.

DSÖ'nün Acil Çağrısı ve Talepleri

Tedros Adhanom Ghebreyesus, mevcut durumu düzeltmek için acil adımlar atılması gerektiğini vurguladı. Yaptığı açıklamada, daha fazla ülkeyi Gazze'den gelen hastalara kapılarını açmaya çağırdı. Uluslararası topluma, bu insani krize yanıt verme konusunda daha fazla sorumluluk alması için seslendi.

Ayrıca Ghebreyesus, tıbbi tahliye süreçlerinin sadece Gazze ile sınırlı kalmaması gerektiğini belirtti. Doğu Kudüs dahil olmak üzere, işgal altındaki Batı Şeria'da da tıbbi tahliye operasyonlarının yeniden başlatılması talebinde bulundu. Bu adımın, bölgedeki tüm ihtiyaç sahibi hastalara ulaşmak için kritik olduğunu söyledi.

Krizin Boyutu ve Geleceğe Yönelik Endişeler

Paylaşılan veriler, Gazze'deki sağlık altyapısının çökmüş durumda olduğunu ve uluslararası desteğin hayati önem taşıdığını bir kez daha ortaya koyuyor. Tahliye bekleyen hastaların sayısındaki yükseklik ve beklerken yaşanan can kayıpları, insani müdahalenin aciliyetini gösteriyor.

DSÖ'nün bu çağrısı, yalnızca bir sağlık örgütünün değil, küresel vicdanın da sesi olarak değerlendiriliyor. Uluslararası toplumun bu çağrıya nasıl yanıt vereceği, bölgedeki binlerce hasta ve ailesi için yaşamla ölüm arasındaki çizgiyi belirleyecek. Sürecin takip edilmesi ve insani yardım koridorlarının kesintisiz şekilde açık tutulması, önümüzdeki dönemin en kritik gündem maddelerinden biri olmaya devam edecek.