AK Parti'nin kıdemli isimlerinden Ömer Çelik, bugünkü basın toplantısında kelimeleri tartarak seçti - öyle ki, her biri adeta birer diplomatik şimşek gibi çaktı. İsrail'in son dönemdeki hareketlerini 'insanlık onuruna yönelik kabul edilemez bir saldırı' olarak nitelendirdi.
"Bakın," dedi, sesinde hissedilen bir tükenmişlikle, "artık bu iş sözle olacak gibi değil. İnsanlığı korumanın, masum çocukların hayatını kurtarmanın tek yolu var: İsrail fiilen durdurulmalı."
Uluslararası Topluma Sert Eleştiri
Çelik'in eleştiri okları sadece İsrail'e yönelik değildi. Uluslararası toplumu da hedef tahtasına oturttu. "Dünya bir seyirci koltuğunda oturuyor," diye hayıflandı, "sanki bir film izler gibi izliorlar bu insanlık dramını. Oysa burada perde iniyor, ama acı bitmiyor."
BM Güvenlik Konseyi'nin son kararını ise 'yetersiz' buldu. Aslında daha fazlasını söylemek istediği belliydi - yüz ifadesi her şeyi anlatıyordu. "Kağıt üzerindeki kararlar artık yetmiyor," diye ekledi, "somut adımlar şart."
Diplomasinin Sınırları Zorlanıyor
Türkiye'nin bu konudaki tutumunun net olduğunu vurgularken, ses tonu giderek yükseldi. "Biz her platformda, her kürsüde bu zulmü anlatmaya çalışıyoruz. Ama bazen diplomasinin dili yetmiyor işte."
Çelik'in konuşmasındaki en çarpıcı noktalardan biri de İsrail'in 'devlet terörü' uyguladığı yönündeki ifadesi oldu. Bu tabiri kullanırken kelimeleri özenle seçtiği her halinden belliydi. "Buna ne demeli artık? Devlet eliyle yapılan bir terör bu."
Toplantıyı soru-cevap kısmına bırakırken, yüzündeki ifade her şeyi anlatıyordu: Hayal kırıklığı, öfke ve bir parça da umut... Belki de en zoru buydu - tüm bu yaşananların arasında umudu korumak.
