Bangladeş'in eski Başbakanı Şeyh Hasina, ülkesinde geçen yıl yaşanan kanlı protestoların ardından açılan davada insanlığa karşı suç işlemekten idam cezasına mahkum edildi. Karar, ülke tarihinde bir ilk olarak eski bir başbakana verilen en ağır ceza olarak kayıtlara geçti.
Protestolar ve Kaçış
Geçen yıl yaz aylarında başlayan ve 400'den fazla kişinin hayatını kaybettiği protestolar, devlet memurluğuna alımlarda liyakat sisteminin uygulanması talebiyle başlamıştı. Gösteriler kısa sürede hükümet karşıtı eylemlere dönüşmüş, Hasina'nın istifası için yapılan çağrılar şiddetle bastırılmıştı.
Olayların ardından eski Başbakan Hasina, Hindistan'a kaçarak ülkesini terk etmişti. Hasina'nın ülkeden ayrıldıktan sonra yaptığı ilk açıklamada, olaya karışanların "belirlenerek cezalandırılmasını" talep ettiği bildirilmişti.
Mahkeme Kararı ve Tepkiler
Bangladeş mahkemesi, eski başbakanı insanlığa karşı işlediği suçlar nedeniyle idam cezasına çarptırdı. Duruşmada sadece eski emniyet müdürü Abdullah el-Memun hazır bulunurken, Hasina yargılama sürecine katılmadı.
Kararın açıklanmasının ardından ilk kez konuşan Hasina, mahkeme kararını "hileli" olarak nitelendirdi. Yaptığı açıklamada, "Hakkımda açıklanan kararlar seçilmemiş ve demokratik yetkiye sahip olmayan bir hükümet tarafından kurulmuş bir hile mahkemesi tarafından verildi. Mahkemede kendimi savunmam için adil bir şans verilmedi" ifadelerini kullandı.
Uluslararası Tepkiler Bekleniyor
170 milyon nüfuslu Güney Asya ülkesi Bangladeş'te yaşanan bu gelişme, uluslararası toplumun tepkisini çekmesi bekleniyor. Birleşmiş Milletler'in daha önce protestolar sırasında yüzlerce kişinin öldürüldüğünü açıklaması, davayı uluslararası arenada daha da önemli hale getiriyor.
Hasina'nın halen Hindistan'da olduğu ve cezanın infaz edilip edilmeyeceği konusunun belirsizliğini koruduğu belirtiliyor. Ülke içinde ise kararın siyasi gerilimi daha da artırmasından endişe ediliyor.
