Gazze'de yaşanan insanlık dramı karşısında Türkiye'nin tutumu net ve kararlı. Sanki bir insanın yüreğinden kopup gelen bir çığlık gibi, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz. Dünya sahnesinde kim ne derse desin, biz bildiğimiz yoldan şaşmayacağız.
Öyle ya, bazen insan susarsa yüreği konuşur. İşte Türkiye'nin yüreği şu an Gazze için atıyor. Yardım konvoyları, tıbbi malzemeler, gıda destekleri... Hepsi ama hepsi o küçücük toprak parçasında insanlık onurunu ayakta tutmak için.
Diplomasi Arenasında Verilen Mücadele
Uluslararası platformlarda adeta bir satranç oyunu oynanıyor. Türkiye ise bu oyunda insanlık adına en güçlü hamleleri yapmaya devam ediyor. BM toplantıları, ikili görüşmeler, bölgesel istişareler... Her biri Gazze'deki masum insanlar için açılmış bir kapı aslında.
Peki neden bu kadar ısrarcıyız? Cevabı basit: Çünkü insanlık denen şey coğrafi sınır tanımaz. Çünkü bir çocuğun gözyaşı her dilde aynıdır. Çünkü açlık, her milletin dilinde acı demektir.
Yardım Eli Uzanmaya Devam Ediyor
TIKA, Kızılay, AFAD ve daha niceleri... Türkiye'nin yardım kuruluşları Gazze'de adeta bir insanlık şöleni düzenliyor. Tabii şölen denirse, zira ortada kutlanacak pek bir şey yok. Ama umut var. Dayanışma var. İnsanlık onuru var.
- Tıbbi malzeme yardımları artarak sürüyor
- Gıda ve temel ihtiyaç konvoyları düzenli olarak ulaştırılıyor
- Bölgedeki hastanelere teknik destek sağlanıyor
- Eğitim materyalleri ve psikolojik destek çalışmaları yürütülüyor
Bunlar sadece birkaç örnek. Aslında yapılanlar, rakamlara sığmayacak kadar büyük. Yüreklerde filizlenen minnet duygusu, istatistiklerle ölçülemez çünkü.
Geleceğe Dair Umutlar
Zor günlerden geçiyoruz, kimse bunun aksini iddia edemez. Ama Türkiye olarak inanıyoruz ki, en karanlık gecelerin bile bir sabahı vardır. Gazze için de o sabah mutlaka gelecek.
Belki bugün değil, belki yarın değil ama bir gün... O gün geldiğinde, Türkiye'nin bu mücadeledeki rolü tarih sayfalarında altın harflerle yazılacak. Çünkü biz, insanlık adına mücadele etmenin ne demek olduğunu dünyaya bir kez daha gösteriyoruz.
Son sözümüz nettir: Gazze mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz. Çünkü bu bir tercih değil, insan olmanın gereğidir.