
Dünya, Gazze'de yaşananları izlerken adeta nefesini tuttu. Bir yanda savaşın acımasız yüzü, diğer yanda çaresizliğin pençesindeki masumlar... İnsanlık, kendini yeniden sorguluyor.
Kanayan Yara: Gazze
Bombaların gölgesinde hayatta kalmaya çalışan çocuklar, açlıkla mücadele eden anneler, umudunu yitirmiş babalar... Gazze, artık sadece coğrafi bir yer değil; insanlığın ortak vicdan muhasebesinin simgesi haline geldi.
BM verilerine göre:
- Her 10 aileden 9'u temiz suya erişemiyor
- Çocuk ölümleri son 5 yılın en yüksek seviyesinde
- Hastaneler ilaç yokluğundan acil operasyonları ertelemek zorunda kalıyor
Dünya Ne Yapıyor?
Uluslararası toplumun tepkisi ise -ne yazık ki- her zamanki gibi yavaş ve yetersiz. Sosyal medyada trend olan hashtag'ler, gerçek yardımlara dönüşmüyor. Bazı ülkeler (özellikle İskandinav ülkeleri) insani yardımları artırırken, büyük güçler diplomatik hamlelerle zaman kazanmaya çalışıyor.
"Bu bir insanlık krizidir, politik çıkar meselesi değil!" diyor yerel bir aktivist. Haklı mı? Kesinlikle. Ama kim dinliyor?
Türkiye'nin Pozisyonu
Ankara, her zamanki gibi aktif diplomasiyle öne çıkıyor. İnsani yardım uçakları düzenli olarak bölgeye ulaştırılırken, BM nezdinde yapılan girişimler dikkat çekici. Fakat -açıkçası- tek başına yeterli mi? Maalesef hayır.
Uzmanlara göre çözüm için:
- Acilen ateşkes sağlanmalı
- Kalıcı insani koridorlar oluşturulmalı
- Uluslararası baskı mekanizmaları devreye sokulmalı
Son dönemde artan gösteriler, halkın tepkisini gösteriyor. Peki ya siz? Bu konuda ne düşünüyorsunuz? Bazen Twitter'da paylaştıklarımız, gerçek dünyada bir şeyleri değiştirmeye yetmiyor olabilir...