
Gazze Şeridi'nde durum her geçen gün daha da içler acısı bir hal alıyor. Sanki bir kabusun içinde sıkışıp kalmış gibi hisseden bölge halkı, artık temel ihtiyaçlarını bile karşılayamaz durumda.
Dün gece yarısından bu yana -tam olarak 24 saat içinde- tam 15 kişi açlıktan dolayı hayata gözlerini yumdu. Bu, son haftalarda yaşanan en yüksek ölüm sayılarından biri. Çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar... Kimse bu korkunç senaryodan muaf değil.
Market Rafları Tamamen Boş
Bölgedeki marketlerde artık raflar bomboş. "Son bir ekmek kırıntısı için bile kavga ediyoruz" diyen bir baba, gözyaşlarını tutamıyor. İnsanlar çöplükleri karıştırıyor, hayvan yemi bulabilenler şanslı sayılıyor.
BM yetkilileri durumu "yüzyılın en büyük insani felaketlerinden biri" olarak nitelendiriyor. Ancak bu tanımlamalar, karınlarını doyurmaya çalışan insanlara ne kadar ulaşıyor, tartışılır.
Uluslararası Toplum Sessiz
Dünya liderleri ise -her zamanki gibi- çelişkili açıklamalar yapmakla yetiniyor. Yardım konvoyları yetersiz, sınır kapıları kapalı, umutlar tükenmek üzere. Sanki Gazze bir laboratuvar deneyiymiş gibi, dışarıdan izleniyor.
Yerel sağlık çalışanları çaresiz: "Artık ölümleri saymaktan yorulduk" diyor bir hemşire. Hastanelerde jeneratörler çalışmıyor, ilaç stokları bitmiş durumda. Açlıktan ölenlerin sayısı, çatışmalarda hayatını kaybedenleri geçmek üzere.
Bu korkunç tablo karşısında insanın aklına tek bir soru geliyor: Daha ne kadar? Daha kaç canın gitmesi gerekiyor?