
Gazze... Bir zamanların canlı şehri, şimdilerde açlığın ve umutsuzluğun gölgesinde. Sokaklar, çocukların çığlıklarıyla yankılanıyor ama kimse duymuyor gibi. Dünya ise adeta kulaklarını tıkamış, bu trajediye karşı sessizliğini koruyor.
Belki de en acı olan, insanlığın bu kadar basit bir şekilde unutulabilmesi. Açlık, sadece bir kelime değil Gazze'de. Bir anne, çocuğuna bir dilim ekmek bulamamanın çaresizliğini yaşıyor. Bir baba, ailesini koruyamamanın ağırlığı altında eziliyor. Peki, biz neredeyiz?
Dünya Neden Sessiz?
Uluslararası toplumun bu sessizliği, belki de en büyük skandal. Sosyal medyada birkaç paylaşım, birkaç gösteri... Ama gerçek bir değişim yok. Sanki Gazze, dünyanın unuttuğu bir köşede kaderine terk edilmiş.
Bazıları için bu sadece bir 'uzak doğu sorunu'. Oysa ki, insanlık adına herkesin yüreğini sızlatması gereken bir durum. Çocuklar açlıktan ölüyor, hastaneler ilaçsız, temiz su bulunmuyor. Ve dünya? Dünya, günlük hayatın koşuşturmasında bu trajediyi görmezden geliyor.
Gazze'nin Çığlığı
Gazze halkı, yıllardır abluka altında yaşıyor. Elektrik kesintileri, su kıtlığı, işsizlik... Liste uzayıp gidiyor. Ama belki de en acımasız olan, dünyanın bu duruma alışmış gibi davranması. Sanki bu 'normal' bir şeymiş gibi.
Birleşmiş Milletler raporlarına göre, Gazze'deki çocukların %80'inden fazlası depresyon belirtileri gösteriyor. Bu sadece bir istatistik değil, bir neslin kayboluşunun hikayesi. Peki, bu çocukların geleceği ne olacak?
Belki de en zor soru şu: Biz, bu sessizliği ne zaman kıracağız? Gazze'nin çığlığı, bir gün mutlaka duyulacak mı? Yoksa insanlık, bu trajediyi izlemeye devam mı edecek?