
Gözlerini korkudan kısmış bir dünya, Gazze'de yaşananları izlemekle yetiniyor. Oysa orada, insanlık onurunun ayaklar altına alındığı sahneler, her gün yeniden yazılıyor.
İsrail askerleri -evet, o üniformalı bireyler- diriye de ölüye de ayrı ayrı eziyet etmekte bir sakınca görmüyor. Canlı insanlara yapılanlar zaten başlı başına bir trajedi ama ölülere reva görülen muamele... İşte o, tamamen farklı bir vahşet boyutu.
Yaşayanlara Yönelik Sistematik Şiddet
Ele geçirilen Filistinlilere yönelik işkence, neredeyse rutin bir uygulama halini almış durumda. Görgü tanıklarının anlattıkları, insanın tüylerini diken diken ediyor. Dayak, aç bırakma, aşağılama... Bunlar, belki de en 'hafif' sayılabilecek yöntemler.
Psikolojik işkence ise apayrı bir karanlık. Aile fertlerinin birbirlerine yaptırılan telefon görüşmeleri, sevdiklerinin çığlıklarının zorla dinletilmesi... İnsan ruhunu parçalamaya yönelik bu kasıtlı taktikler, uluslararası antlaşmaların nasıl da hiçe sayıldığının acı bir kanıtı.
Ölülere Reva Görülen Akıl Almaz Muamele
Peki ya ölenler? Onların da rahat bırakıldığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. İsrail güçleri, şehit düşmüş Filistinlilerin cenazelerine bile saygı göstermiyor. Cesetler toplu mezarlara atılıyor, kimlik tespiti yapılmadan gömülüyor, ailelerin son bir kez olsun yakınlarını görmesi engelleniyor.
Bu, sadece bir mezarlık sorunu değil elbette. Bu, bir halkın acısını bile çalmaya, yas tutma hakkını elinden almaya yönelik kasıtlı bir politikadır. Ne acımasızca, değil mi?
Uluslararası Toplum Nerede?
Peki ya uluslararası toplum? BM? İnsan hakları örgütleri? Onlar da bu vahşet karşısında ya sessiz kalıyor ya da cılız açıklamalarla yetiniyor. Sanki Gazze, dünyadan kopuk bir ada... Sanki orada yaşayanlar, diğer insanlardan daha az değerli.
Oysa unutulmamalı ki; bir yerde haksızlık varsa, her yerde adalete tehdit vardır. Bugün Gazze'de sessiz kalanlar, yarın kendi kapılarını çalan zulme de ses çıkaramaz hale gelir.
Burada asıl sorulması gereken soru şu: İnsanlık olarak nereye gidiyoruz? Birilerinin acısı, diğerleri için neden bu kadar sıradan hale geliyor? Cevabı olmayan, ama sormaktan vazgeçmememiz gereken binlerce sorudan sadece biri.