
Gazze, son günlerde kanayan bir yara gibi. İsrail'in operasyonları derinleştikçe, arka planda dönen gerçekler de su yüzüne çıkıyor. Peki, bu kadar şiddetin altında yatan asıl hedef ne?
Bölgeden gelen raporlar, İsrail'in sadece 'güvenlik' adı altında hareket etmediğini gösteriyor. Adeta bir nüfus mühendisliği projesi yürütülüyor gibi. Evler, okullar, hastaneler... Hepsi yerle bir edilirken, insanların yaşam alanları sistematik olarak yok ediliyor.
Uluslararası Toplum Nerede?
Batı'nın ikiyüzlülüğü artık saklanamaz boyutta. Bir yandan insan hakları nutukları atıyorlar, diğer yandan İsrail'in bu vahşetine göz yumuyorlar. BM'nin raporları bile rafa kalkmış durumda.
Gazze'de yaşananlar:
- Yüzbinlerce insan evsiz
- Temiz su ve gıda erişimi kesildi
- Hastanelerin %70'i çalışamaz halde
Bölge sakinlerinin anlattıkları yürek burkuyor: 'Çocuklarımız açlıktan ölüyor, dünya seyrediyor' diyen bir babanın sesi, aslında tüm Gazze'nin çığlığı.
Veriler Ne Diyor?
Son istatistikler korkunç:
- 15.000'den fazla sivil öldü
- 35.000+ yaralı var
- 1.5 milyon insan yerinden edildi
Bu rakamlar soykırım tanımına uyuyor mu? Hukukçular bu soruya kafa yorarken, insanlık tarihi bir kez daha kara bir leke daha alıyor.
Gazze şeridi artık bir açık hava hapishanesine dönüştü. İsrail'in 'kendini savunma' argümanı, Filistinlilerin temel insan haklarını hiçe sayıyor. Dünya ise seyirci koltuğunda oturmayı sürdürüyor.