
Ortadoğu'nun kanayan yarası Gazze, yine insanlık dramına sahne oluyor. İsrail'in son hamleleri ise uluslararası hukuku hiçe sayarcasına devam ediyor. Adeta bir ölüm makinesi gibi işleyen saldırılar, çoluk çocuk demeden herkesi hedef alıyor.
Hamas'ın geçen ayki eylemlerini gerekçe gösteren İsrail, Gazze'yi neredeyse tanınmaz hale getirdi. Evler, okullar, hastaneler... Hepsi yerle bir edildi. İnsanlar en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bırakıldı. Bu, bir savaş değil, bir yok etme politikası.
Uluslararası Camia Sessiz Kalmıyor
Birleşmiş Milletler yetkilileri, İsrail'in Gazze'deki eylemlerini 'etnik temizlik' olarak nitelendiriyor. Aslında bu, hiç de yabancı olduğumuz bir suçlama değil. Tarih, benzer senaryoları defalarca yazdı. Ancak görünen o ki ders alan yok.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, İsrail'i 'kitlesel zorla yerinden etmekle' suçluyor. Gazze'nin kuzeyinden güneyine doğru yaşanan göç, tam anlamıyla bir insanlık dramı. İnsanlar, bombaların gölgesinde nereye gideceklerini bilmeden yol alıyor.
Sivil Kayıplar Artıyor
Sayılar soğuk geliyor kulağa: 20 binden fazla ölü, on binlerce yaralı. Bu rakamların ardında isimler, hikayeler, hayaller var. Çoğu kadın ve çocuk olmak üzere. İsrail'in 'hedef gözetmeden' yaptığı saldırılar, sivilleri vuruyor.
Yıkım o kadar büyük ki, Gazze'nin yeniden inşası onlarca yıl alabilir. Altyapı tamamen çökmüş durumda. Temiz su, gıda, ilaç... İnsani yardımlar bile yeterince ulaştırılamıyor. Bu, modern zamanların en ağır insani krizlerinden biri.
İsrail'in Savunması Çürük Çıkıyor
İsrail yetkilileri, Hamas'ı hedef aldıklarını iddia etse de, gerçekler hiç de öyle söylemiyor. Hamas üyelerinin sivil alanlarda saklandığı iddiası, bu kadar kitlesel yıkımı haklı çıkarmaz herhalde. Orantısız güç kullanımı, uluslararası hukukun ihlali anlamına geliyor.
Aslında İsrail'in uzun vadeli planları olduğu çok açık. Gazze'yi yaşanmaz hale getirerek, Filistinlileri bölgeden tamamen uzaklaştırmak istiyorlar. Tıpkı 1948'de olduğu gibi. Tarih, ne yazık ki tekerrür ediyor.
Uluslararası toplumun çifte standardı ise işin başka bir boyutu. Ukrayna'daki işgal kınanırken, Gazze'deki katliam görmezden geliniyor. Bu, Batı'nın insan hakları söyleminin ne kadar samimi olduğunu sorgulatıyor insana.
Peki ya Türkiye'nin tutumu? Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'i 'savaş suçlusu' ilan etti. Türkiye, uluslararası platformlarda Filistin davasının en güçlü savunucularından biri olmaya devam ediyor. Ancak bu çabalar, İsrail'in politikalarını değiştirmeye yetmiyor maalesef.
Sonuç olarak, Gazze'de yaşananlar basit bir çatışmanın çok ötesinde. Sistematik bir yok etme, etnik temizlik ve insanlık suçu. Dünya, bu trajediye seyirci kalmaya devam ederse, tarih hepimizi yargılayacak.