Tam bir insanlık ayıbı yaşanıyor Gazze'de. Resmen gıda stokları önümüzde çürümeye terk edilirken, insanlar açlıktan kıvranıyor. BM'nin Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı UNRWA'nın sözcüsü Juliette Touma, durumu kelimelerle anlatılması güç bir trajedi olarak nitelendiriyor.
Düşünsenize - tam 870 kamyon dolusu gıda maddesi, depolarda bekliyor. Bu ne demek biliyor musunuz? Aylarca yetecek kadar yiyecek! Ama İsrail'in engellemeleri yüzünden Gazze'ye giremiyor. İnsanın içi acıyor gerçekten.
Depolarda Çürüyen Umutlar
Touma'nın açıklamaları yürek burkuyor. "Bu gıdaların Gazze'ye girmesine izin verilmiyor" diyor. Adeta bir ambargo var. Yardım konvoyları sınırda bekletiliyor, insani kriz her geçen gün derinleşiyor.
Ortada korkunç bir çelişki var: Bir yanda depolar tıka basa dolu, diğer yanda çocuklar açlıktan ağlıyor. Bu nasıl bir dünya düzeni?
Uluslararası Toplum Sessiz
En tuhaf olanı da uluslararası toplumun bu duruma sessiz kalması. BM yetkilileri defalarca uyardı, raporlar hazırlandı, çağrılar yapıldı. Ama değişen bir şey yok. İsrail engelleri kaldırmıyor, gıdalar depolarda çürümeye devam ediyor.
Juliette Touma'nın sözleri hâlâ kulaklarda çınlıyor: "Bu gıdalar Gazze'deki insanlara ulaşmalı." Ulaşamıyor işte. Politik hesaplar insani değerlerin önüne geçiyor.
Durum o kadar vahim ki, UNRWA yetkilileri artık umutlarını kaybetmeye başladı. Depolardaki gıdaların bir kısmı bozulma tehlikesiyle karşı karşıya. Zaman hızla tükeniyor.
İnsani Kriz Derinleşiyor
Gazze'de yaşananlar sadece bir gıda krizi değil aslında. Bu bir insanlık krizi. Dünyanın gözü önünde bir halk açlığa mahkum ediliyor. Ve kimse etkili bir adım atmıyor.
UNRWA'nın depolarındaki 870 kamyonluk gıda, aslında binlerce insanın hayatını kurtarabilir. Ama politik engeller yüzünden bu mümkün olmuyor. İnsanın aklı almıyor gerçekten.
Peki ne olacak? Bu gıdalar depolarda çürümeye mi mahkum? Yoksa bir mucize mi bekliyoruz? Cevabı bilen yok. Ama bir şey kesin: Bu sessizlik ölüme razı olmak demek.
