Ortadoğu'nun kanayan yarası Gazze'de yine insanlık dışı bir tablo... İsrail güçlerinin düzenlediği son saldırı, adeta bir katliama dönüştü. Resmi rakamlara göre 109 masum Filistinli, bu barbarca saldırıda hayatını kaybetti. Ve en trajik olanı, bunun bir ateşkes anlaşmasının tam ortasında yaşanmış olması.
Olaylar öyle hızlı gelişti ki, insan neye uğradığını şaşırdı. Bir yanda diplomatik masalarda imzalar atılıyor, diğer yanda sokaklar kan gölüne dönüyor. İsrail'in bu pervasız hareketi, uluslararası hukuku hiçe saydığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Uluslararası Tepkiler Yükseliyor
Dünya kamuoyu bu vahşet karşısında adeta dili tutulmuş durumda. Birleşmiş Milletler yetkilileri, 'kabul edilemez' olarak nitelendirdikleri saldırıyı kınarken, Arap ülkelerinden gelen tepkiler ise oldukça sert. Fakat -biliyorsunuz- bu tür kınamalar ne yazık ki akan kanı durdurmaya yetmiyor.
Sokaklarda yaşananlar ise yürek burkan cinsten. Anne-babalar çocuklarının cansız bedenlerine sarılırken, hastaneler yaralılarla dolup taşıyor. Tıbbi malzeme yetersizliği ise ayrı bir dram. Sanki zaman Gazze'de durmuş gibi, her şey aynı korkunç filmi tekrar ediyor.
Bölgedeki Gerilim Tırmanıyor
Bu saldırı, zaten gergin olan bölgedeki tansiyonu iyice yükseltti. Filistinli grupların misilleme tehditleri havada uçuşurken, İsrail tarafı ise -her zamanki gibi- 'kendini savunma' argümanını öne sürüyor. Ancak rakamlar konuşuyor: 109 sivil, çoğu kadın ve çocuk... Bu nasıl bir 'meşru müdafaa' anlayışı?
Aslında durum çok net: İnsan hayatının hiçe sayıldığı, uluslararası anlaşmaların çöpe atıldığı bir senaryo. Ve maalesef dünya, bu trajediye seyirci kalmaya devam ediyor. Belki de en acı olanı bu - bu vahşete alışmış olmamız.
