Gazze'de hava ağır, çok ağır. Sanki gökyüzü bile yas tutuyor bugün. İsrail ordusunun hedef aldığı o sivil araç, içindeki on bir canla birlikte bir anda yok oluverdi. Geriye sadece acı, gözyaşı ve tarifsiz bir öfke kaldı.
Sivil Savunma Müdürlüğü'nün açıklaması yürek burkuyor doğrusu. "Sivil bir aracı hedef aldılar" diyorlar. Sivil! Yani silahsız, korunmasız, belki de evine ekmek götürmeye çalışan insanlar. Kimdi onlar? Babalar mı, anneler mi, yoksa daha dün oyun oynayan çocuklar mı? Bilmiyoruz henüz. Ama bildiğimiz bir şey var: On bir can daha bu dünyadan sessizce geçip gitti.
O Anlar: Bir Vahşetin Anatomisi
Olay nasıl oldu derseniz, işte size çarpıcı detaylar:
- Saldırı anında araç tamamen sivil bölgedeydi - savaşla, silahla, tehditle uzaktan yakından alakası yoktu
- İsrail güçleri hedefi nasıl belirledi? Kim bilir belki de ekran başında bir düğmeye basmak yetti
- Yardım ekipleri olay yerine ulaştığında manzara içler acısıydı - tanınmayacak haldeydi her şey
Ve işin en trajik yanı şu: Bu, ne ilk ne de son olacak gibi görünüyor. Gazze'de hayat - eğer buna hayat denirse - böyle akıp gidiyor.
Uluslararası Tepkiler Ne Durumda?
Dünya yine sessiz. Ya da en azından yeterince ses çıkarmıyor. BM'den, AB'den, Arap Birliği'nden gelen kınama mesajları havada kalıyor. Sanki herkes alışmış gibi bu vahşete. Oysa her ölüm bir dünya değil mi? On bir dünya söndü bugün Gazze'de.
Filistin tarafı ise çığlık atıyor adeta. "Bu bir savaş suçu!" diye haykırıyorlar. Haklılar da. Ama kim dinliyor ki onları? Dünya kulaklarını tıkadı Gazze'ye, gözlerini kapadı bu zulme.
Bölgedeki gerginlik - zaten tavan yapmıştı - şimdi daha da artıyor. İnsan ister istemez düşünüyor: Daha ne kadar sürecek bu kan? Daha kaç can gidecek? Cevap yok. Sadece sessizlik ve acı var.
Gazze'de bugün yine matem var. On bir aile yıkıldı, on bir ev söndü. Ve dünya dönmeye devam ediyor, sanki hiçbir şey olmamış gibi. Ama oldu. Bir daha asla unutulmayacak bir trajedi yaşandı. Ve maalesef, son da olmayacak.