Sabahın ilk ışıkları Gazze'nin kuzeyindeki Beit Lahia bölgesine düşerken, normalde sıradan bir gün başlayacak sanılırdı. Ama öyle olmadı. İsrail ordusunun tankları ve askerleri, adeta bir kabus gibi çöktü bölgeye.
İki kardeş... Evet, sadece iki genç adam. Mahmoud ve Abdullah isimleriydi onların. Belki de o sabah kahvaltı yapıyorlardı, belki günün planlarını yapıyorlardı. Kim bilebilir? Ama İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatlarını kaybettiler. İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu bir coğrafyada, bir sabah daha kanla yıkandı.
Olayın Ayrıntıları Kan Donduruyor
Yerel kaynakların aktardığına göre -ki bazen resmi açıklamalardan daha gerçekçi oluyor bunlar- İsrail güçleri Beit Lahia'nın doğusuna ani bir operasyon düzenlemiş. Askerler, tanklar ve zırhlı araçlarla bölgeyi kuşatmışlar. İşte tam o sırada, iki kardeş İsrail askerlerinin hedefi haline gelmiş.
Gözlemciler diyor ki, aslında bölgede herhangi bir çatışma yokmuş o sırada. Peki neden? Neden iki genç adamın hayatı son bulsun? Bu soruların cevabını İsrail tarafı vermiyor, vermeyecek de zaten.
Bölgede Gerilim Yeniden Tırmanıyor
Olaydan sonra Gazze sokaklarına öfke hakim olmuş durumda. İnsanlar, uluslararası toplumun sessizliğinden yakınıyor. "Dünya nerede?" diye soruyorlar. Haklılar da aslında. Ortadoğu'da kan akmaya devam ederken, Batı'nın çifte standardı insanın içini acıtıyor.
Filistin Sağlık Bakanlığı'nın açıklaması resmiyet kazandırmış durumu. İki isim, iki hayat, iki mezar... Rakamlar soğuk geliyor kulağa, ama arkasında yıkılan aileler var. Anneler, babalar, kardeşler...
İsrail ordusunun bu tür saldırıları ne yazık ki yeni değil. Gazze'de neredeyse her gün benzer haberler alıyoruz. Ama her seferinde insanın yüreği sızlıyor. Belki de alışmamalıyız, alıştığımız anda insanlığımızı kaybederiz.
Bu olay, işgal altındaki topraklarda sıradan bir günün sıradan bir trajedisi aslında. Ama unutmayalım ki, her trajedinin arkasında bir insan hikayesi var. Ve bu hikayeler, bir gün mutlaka adalet bulacak.
