Gazze'de Su Krizi: Bir Damla Su İçin Canını Ortaya Koyan İnsanların Çarpıcı Hikayesi
Gazze'de Su Krizi: Hayatını Kaybedenlerin Hikayesi

Gazze'de sabahın ilk ışıklarıyla birlikte başlıyor bu ölüm kalım mücadelesi. İnsanlar - çoğu kadın ve çocuk - ellerindeki plastik bidonlarla kilometrelerce yürüyorlar sadece birkaç litre temiz su için. Ve işin trajik yanı şu ki, bu sıradan bir günlük rutin değil artık; bir Rus ruleti her seferinde.

Aslında durum o kadar vahim ki, BM yetkilileri bile "toplu bir insanlık trajedisi" tanımını kullanmaktan çekinmiyor. Ama rakamların soğukluğundan sıyrılıp gerçek insan hikayelerine baktığımızda karşımıza çıkan manzara daha da ürpertici.

Su Kuyruğunda Beklerken Vurulmak

Ahmed, iki çocuğuyla birlikte su kuyruğunda beklerken vurulduğunda sadece 32 yaşındaydı. "Su almak için sıraya girmek artık bir cesaret işi" diyor komşusu, sesi titreyerek. "Her an bir saldırı olabilir çünkü. Kimse güvende değil."

İstatistikler ise korkunç bir gerçeği gözler önüne seriyor: Geçen ay su kuyruklarında bekleyen 17 sivil hayatını kaybetti. Bu, sadece bir rakam değil - her biri bir aile, bir hayat, bir umut demek.

Altyapının Çöküşü

Gazze'nin su altyapısı - ki zaten yetersizdi - tamamen çökmüş durumda. Arıtma tesisleri çalışmıyor, boru hatları paramparça. Ve İsrail'in getirdiği kısıtlamalar, en basit tamirat malzemelerinin bile bölgeye girmesine izin vermiyor.

  • Nüfusun %95'inden fazlası kirli su içmek zorunda
  • Çocuklarda su kaynaklı hastalıklar %300 arttı
  • Bir ailenin günlük su ihtiyacı için harcadığı para, gelirinin yarısını geçiyor

Doktorlar ise durumun "korkunç" olduğunu söylüyor. "Her gün düzeneği olmayan su kaynaklı hastalıklarla boğuşan onlarca çocuk görüyoruz" diye anlatıyor bir yerel klinikte çalışan hekim. "Ve elimizdeki imkanlar, bu krizi çözmek için yeterli değil."

Uluslararası Toplumun Sessizliği

Peki uluslararası toplum ne yapıyor? Görünüşe göre çok da bir şey değil. Birleşmiş Milletler'in çağrıları havada kalıyor, insani yardım kuruluşlarının çabaları ise politik engellere takılıyor.

Aslında işin en acı tarafı şu: Bu bir doğal afet değil, insan eliyle yaratılmış bir kriz. Ve çözümü de teknik olarak mümkün - eğer siyasi irade olsaydı.

Gazze halkı ise bu belirsizlik içinde günlük hayatta kalma mücadelesi veriyor. "Artık suyun tadını bile unuttuk" diyor 45 yaşındaki anne, gözleri dolarak. "Çocuklarımızın temiz su içebildiği günleri hayal ederek yaşıyoruz sadece."

Bu hikaye sadece istatistiklerden ibaret değil - her rakamın arkasında bir insan, bir umut, bir hayat var. Ve belki de en trajik olanı, bu krizin aslında çözülebilir olması.