Bugün, 11 Ekim... Dünyanın dört bir yanındaki kız çocuklarının seslerini duyurabilmesi, haklarını savunabilmesi için önemli bir gün. BM Genel Sekreteri António Guterres'in mesajıysa adeta bir çığlık gibi yankılandı. Her kelimesi, her vurgusu düşündürücüydü doğrusu.
Guterres'in dediği gibi, kız çocukları -hepsi, her biri- eşitliği hak ediyor. Ama gelin görün ki gerçekler pek de öyle değil. Hâlâ, dünyanın pek çok yerinde kız çocukları eğitim hakkından mahrum bırakılıyor. Kendi potansiyellerini gerçekleştirmelerinin önüne görünmez duvarlar örülüyor. Bu, kabul edilemez bir durum!
Küresel Bir Mesele: Eşitsizlikle Mücadele
BM lideri, konuşmasında oldukça netti: "Kız çocuklarının güçlendirilmesi sadece onların değil, hepimizin yararına." Haklı da. Çünkü güçlü kız çocukları, güçlü toplumlar demek. Güçlü toplumlarsa daha adil, daha refah bir dünya.
Peki neler yapılmalı? Guterres'in altını çizdiği noktalar şunlar:
- Kız çocuklarının eğitime tam ve eşit erişimi sağlanmalı
- Şiddet ve ayrımcılıkla mücadele edilmeli
- Kendi gelecekleri hakkında söz sahibi olabilmeleri için fırsatlar yaratılmalı
Aslında mesele sadece haklar değil, insanlık onuruyla da ilgili. Her kız çocuğu, doğuştan gelen potansiyelini gerçekleştirebilmeli. Kimse "sen kızsın, yapamazsın" dememeli.
Gelecek İçin Umut Var mı?
Guterres iyimser - bence haklı olarak. Dünya genelinde kız çocukları inanılmaz şeyler başarıyor. Bilimde, sanatta, sporda, liderlikte... Adeta engelleri tek tek aşıyorlar. Ama bu yeterli değil, asla değil.
Belki de en çarpıcı olanı, Guterres'in "kız çocuklarının seslerini duymalı ve onları dinlemeliyiz" vurgusuydu. Çünkü çözüm, onların deneyimlerinde ve ihtiyaçlarında saklı. Onları dinlemeden, anlamadan atılacak her adım eksik kalacaktır.
Dünya Kız Çocukları Günü sadece bir gün değil, aslında bir hatırlatma. Unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz gerçekleri yüzümüze vuran bir ayna. Guterres'in mesajı da bu aynada gördüklerimizi değiştirmek için bir çağrı.
Peki biz ne yapacağız? Sadece bugün değil, her gün kız çocukları için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü inanıyoruz ki her kız çocuğu -evet, her biri- hak ettiği geleceğe kavuşabilir. Yeter ki fırsat verilsin, yeter ki inanılsın.
