
Kahire'nin tozlu sokaklarında filizlenen bir düşünce, şimdi küresel bir insanlık sınavına dönüştü. Mısırlı İslam alimi, ülkesine zorla gönderilirse cellatın ipiyle burun buruna gelecek.
Durumun vahameti şu: Hükümet karşıtı görüşleri nedeniyle yıllardır gölgelerde yaşayan bu entelektüel, şimdi uluslararası hukukun gri alanlarında savruluyor. İnsan hakları savunucuları, "Bu iade insanlık suçuna ortak olmaktır" diye haykırıyor.
Ölüm Korkusuyla Geçen Bir Ömür
Düşünürün avukatları, müvekkillerinin Mısır'a dönmesi halinde adil yargılanma şansının sıfır olduğunu vurguluyor. "Duruşma dedikleri, önceden yazılmış bir senaryonun oynanmasından ibaret" diyorlar.
Uluslararası Af Örgütü'nün verilerine göre, Sisi rejimi altında siyasi mahkumların infaz oranları %300 artış gösterdi. Rakamlar değil, insanlar ölüyor aslında - ama kimin umurunda?
Dünya Neden Sessiz?
Batılı ülkelerin çifte standartları yine su yüzüne çıkıyor. Aynı devletler, Çin'deki Uygur politikalarına kıyamet koparırken, Mısır'daki insan hakları ihlallerine göz yumuyor. Sebep mi? "Stratejik ortaklık" masalları...
- 2013'ten beri 60.000'den fazla siyasi tutuklu
- Mahkemelerde askeri yargıçların hakimiyeti
- İdam cezalarında dünya dördüncüsü
Bir insanın hayatı, jeopolitik çıkarların gölgesinde kaybolup gidiyor. Peki ya vicdanlar? Onlar da mı iade edilecek Kahire'ye?