İş insanı ve Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi Murat Ülker, kadına yönelik dijital şiddet konusunda başlattığı farkındalık kampanyasına bir yenisini daha ekledi. Ülker, Birleşmiş Milletler'in (BM) "Dünyayı Turuncuya Boya" (Orange the World) kampanyasına verdiği desteği yineledi ve holdingin bu alandaki çabalarının uluslararası arenada takdir görmesinden duyduğu memnuniyeti paylaştı.
Turuncu Renk ile Sessiz Ama Güçlü Mesaj
Murat Ülker, BM'nin 25 Kasım–10 Aralık tarihleri arasında yürüttüğü kampanya kapsamında turuncu rengin sembol olarak kullanıldığını hatırlattı. İş insanı, katıldığı önemli törenlerde bu mesajı görünür kılmak için harekete geçti. Rahmi M. Koç Bilim Madalyası Töreni ve İlim Yayma Ödülleri gibi prestijli organizasyonlarda turuncu kravat ve şal takarak konuya dikkat çekti.
Ülker, bu sessiz fakat anlamlı eylemin medyada yankı bulmasından da mutluluk duyduğunu belirtti. Gazeteciler Ertuğrul Özkök ve Dilek Güngör'ün köşe yazılarında bu farkındalık hareketine yer vermesini olumlu bir gelişme olarak değerlendirdi.
Yıldız Holding'in Kapsayıcı Modeli BM Genel Kurulu'nda
Murat Ülker, paylaşımında Yıldız Holding'in sürdürülebilir ve kapsayıcı iş modeline geniş yer ayırdı. Klasik tedarik zinciri anlayışını değiştirerek, kadın çiftçileri ve kadın girişimcileri güçlendiren bir yapı kurduklarını vurguladı.
"STEM alanlarında genç kadınların daha fazla temsil edildiği kapsayıcı bir değer zinciri oluşturuyoruz" diyen Ülker, bu yaklaşımın iki önemli uluslararası başarıya imza attığını açıkladı. Holdingin modeli, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda örnek vaka olarak sunuldu ve London Business School tarafından akademik bir vaka analizi konusu yapıldı.
Ayrıca, UN Women (BM Kadın Birimi) panelinde Yıldız Holding Kamu İlişkileri Genel Müdürü Begüm Mutuş'un bu modeli anlatması da şirket için büyük bir gurur kaynağı oldu.
Dijital Şiddetle Mücadelenin İlk Adımı: Farkındalık
Murat Ülker, dijital şiddetin sadece kadınları değil, erkekleri, gençleri ve yaşlıları da etkileyen toplumsal bir sorun olduğunun altını çizdi. İnternet ve sosyal medyanın sunduğu fırsatlar kadar, beraberinde getirdiği risklerin de doğru anlaşılması gerektiğini savundu.
Ülker, mesajını şu sözlerle tamamladı: "Gönül ister ki herkes, dijital dünyanın sunduğu fırsatlar kadar taşıdığı riskleri de doğru okuyabilsin. Çünkü dijital şiddetle mücadele ancak fark ederek mümkün." Bu ifade, sorunla baş etmenin ilk ve en kritik adımının farkındalık olduğunu bir kez daha vurguluyor.
Murat Ülker'in bu kişisel girişimi, bir iş liderinin toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket ederek, önemli bir konuda küresel bir kampanyaya nasıl destek verebileceğinin ve şirket içi uygulamaların nasıl uluslararası örnek haline gelebileceğinin çarpıcı bir göstergesi oldu.