Akdeniz'in mavi sularında yaşanan gerilim dolu saatlerin ardından umut verici bir haber geldi. İsrail yetkilileri, dün gece uluslararası sularda durdurduğu Global Dayanışma Filosu'ndan dört İtalyan aktivisti serbest bırakma kararı aldı. Bu karar, tansiyonu bir nebze olsun düşürdü diyebiliriz.
Olay, dün öğle saatlerinde başlamıştı. İsrail donanması, "ulusal güvenlik tehdidi" iddiasıyla açıklanan bir operasyonla filoyu durdurmuş ve gemileri Ashdod limanına yönlendirmişti. Aslında tam bir diplomatik krizin eşiğinden döndük desek yanlış olmaz.
Diplomasi Trafiği Hız Kesmedi
İtalyan aktivistlerin serbest bırakılmasında Roma'nın diplomatik girişimleri belirleyici oldu. Dışişleri Bakanlığı yetkilileriyle İsrail makamları arasında yoğun bir telefon trafiği yaşandı. Görüşmelerde, aktivistlerin derhal serbest bırakılması ve İtalya'ya iadesi konusu masaya yatırıldı.
Şimdi düşünüyorum da, bu tür kriz anlarında diplomasinin ne kadar hayati önem taşıdığını bir kez daha görmüş olduk. Zira saatler süren müzakereler sonucunda İsrail tarafı olumlu yanıt verdi.
"Gözaltı Koşulları Sorgulanıyor"
Serbest kalan aktivistlerden birinin ailesiyle yapılan telefon görüşmesinde ilginç detaylar ortaya çıktı. Aktivist, gözaltı sürecinde fiziksel şiddete maruz kalmadıklarını ancak psikolojik baskı hissettiklerini belirtmiş. Tabii bu iddialar resmi olarak doğrulanmış değil.
Öte yandan, filodaki diğer aktivistlerin akıbetiyle ilgili belirsizlik sürüyor. İsrail makamları, "güvenlik soruşturmasının devam ettiğini" açıklarken, uluslararası toplumun baskısı da artıyor.
Bu arada unutmadan, filonun Gazze'ye insani yardım taşıdığını iddia ettiğini de ekleyelim. İsrail ise Hamas'a silah kaçırıldığı yönünde iddialarını sürdürüyor. Kim doğru söylüyor? Gerçekler zamanla ortaya çıkacaktır elbet.
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Avrupa Birliği'nden beklenen açıklama nihayet geldi. AB Dış İlişkiler Servisi, olayla ilgili derin endişelerini dile getirerek tüm tarafları sakin olmaya çağırdı. Brüksel'deki yetkililer, "uluslararası hukuka saygı gösterilmesi" gerektiğinin altını çizdi.
Birleşmiş Milletler de sessiz kalmadı. İnsan Hakları Yüksek Komiserliği, İsrail'e "orantısız güç kullanmama" çağrısı yaptı. Aslında bu tür açıklamalar artık standart hale geldi ama ne kadar etkili oluyorlar, orası meçhul.
Şu an için söyleyebileceğimiz, krizin henüz tam olarak çözülmediği. Dört aktivist özgürlüğüne kavuştu evet, ama geride kalanlar ve gemilerin akıbeti hala büyük bir soru işareti. Diplomatik kanallardan görüşmelerin sürdüğü belirtiliyor. Bakalım önümüzdeki saatlerde başka sürprizlerle karşılaşacak mıyız?