
Bir insanlık dramı daha gözler önüne seriliyor. Filistin Esir İşleri Heyeti'nin son açıklamaları, İsrail hapishanelerindeki vahim durumu bir kez daha gündeme taşıdı. Adeta bir işkenceye dönüşen uygulamalar, insanlık dışı koşulları gözler önüne seriyor.
Kasıtlı Bulaştırma ve Tedavi Engeli
Öyle ki, mahkûmların kasıtlı olarak hastalıklara maruz bırakıldığı iddia ediliyor. Üstelik bu durum sadece bir iki vakayla sınırlı değil. Yüzlerce Filistinli tutuklu, bilinçli şekilde sağlıklarının bozulmasına göz yumulduğunu belirtiyor.
Peki ya sonrası? Tedavi olmaları engelleniyor. Evet, yanlış duymadınız. Hasta olan mahkûmların iyileşme süreçleri bilerek sekteye uğratılıyor. Kimi zaman ilaç verilmiyor, kimi zaman da doktor muayenesi geciktiriliyor.
İşkence mi, Sistematik Politika mı?
Bazıları bunun bir "işkence yöntemi" olduğunu söylüyor. Diğerleri ise daha karanlık bir tablo çiziyor: "Sistematik bir yok etme politikası." Gerçekten de, hapishanelerdeki koşullar giderek ağırlaşıyor. Hijyenik olmayan ortamlar, yetersiz beslenme ve psikolojik baskılar... Hepsi bir araya gelince, insanın içini acıtan bir tablo ortaya çıkıyor.
Filistinli yetkililer, uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyor. "Artık bu zulüm durdurulmalı" diyorlar. Peki, dünya bu çağrıya kulak verecek mi? Yoksa gözlerini kapatmaya devam mı edecek?
Rakamlarla Korkunç Tablo
- 500'den fazla mahkûmun ciddi sağlık sorunları yaşadığı belirtiliyor.
- En az 200 tutuklunun tedaviye erişimi engelleniyor.
- Hapishanelerde bulaşıcı hastalıkların yaygınlaştığı ifade ediliyor.
Durumun vahameti, rakamlardan da anlaşılıyor. İnsan hakları örgütleri, bu uygulamaların derhal sona ermesi gerektiğini vurguluyor. Ancak İsrail yetkilileri, iddiaları "asılsız" olarak nitelendiriyor.
Gerçek ne olursa olsun, ortada bir insanlık dramı var. Ve bu dram, uluslararası camianın dikkatini bekliyor. Belki de artık birilerinin "Dur!" demesinin zamanı gelmiştir. Ne dersiniz?