Olanlar inanılır gibi değil. Tam da her şeyin gözümüzün önünde olduğu bir çağda, İsrail devleti yine bildiğini okuyor. Sumud Filosu -ki 'direnç' anlamına geliyor- insani yardım malzemeleriyle dolu haldeyken, uluslararası sularda acımasız bir saldırıya maruz kaldı.
Düşünsenize; barışçıl bir insani yardım konvoyuna, hiçbir tehdit oluşturmazken saldırı düzenleniyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirten cinsten bir olay. İsrail'in bu pervasız hareketi, adeta uluslararası hukuku hiçe saydığının bir göstergesi.
Gözümüzün Önünde Gerçekleşen İnsanlık Dramı
Şu an dünya üzerinde yaşananlar gerçekten içler acısı. İsrail güçleri, Gazze'deki insanlara ulaşacak hayat kurtaran yardımları engellemek için her yolu deniyor. Sumud Filosu'na yapılan bu son saldırı da -maalesef- zincirin son halkası oldu.
Oysa bu filo sadece tıbbi malzeme, gıda ve temel ihtiyaç maddeleri taşıyordu. Silah falan yoktu yani. Ama anlaşılan İsrail için 'insani yardım' kavramı bile tehdit olarak görülüyor.
Dünya Seyirci Mi Kalacak?
En can sıkıcı olan şey ise dünyanın bu vahşete seyirci kalması. Sanki normalmiş gibi davranılıyor. Oysa bu saldırılar bir savaş suçundan başka bir şey değil. Uluslararası toplumun bu konuda daha fazla sessiz kalması mümkün değil artık.
İsrail'in bu agresif politikaları, bölgedeki gerilimi her geçen gün daha da artırıyor. Ve ne yazık ki masum insanlar bu gerilimin bedelini hayatlarıyla ödüyor.
Sumud Filosu'na yapılan saldırı aslında daha büyük bir resmin parçası. İsrail devletinin sistematik olarak Filistinlilere yönelik uyguladığı şiddet politikalarının bir devamı. Bu durum sadece bugünün değil, yarının da meselesi.
Peki ne olacak? Dünya bu zulme ne kadar daha seyirci kalacak? Uluslararası kuruluşlar bu açık savaş suçları karşısında daha ne kadar 'kınama' açıklamalarıyla yetinecek? Cevabı bilen yok ama bir şeylerin değişmesi gerektiği kesin.
