Ortadoğu'da kan durmak bilmiyor ama bu seferki perde arkası daha da karanlık. İsrail güçleri, adeta bir kabus senaryosunu gerçeğe dönüştürdü. Filistinli tutsakların ailelerine yönelik tehditler, insan hakları ihlallerinin yeni bir boyutunu gözler önüne serdi.
İşgal altındaki Kudüs'ün Eş-Şeyh Cerrah mahallesinde yaşananlar, gerçekten inanılır gibi değil. İsrail askerleri kapı kapı dolaşıp ailelere şu çarpıcı uyarıyı yapmış: "Tutsaklar serbest bırakıldığında sevinç gösterisi yapmayacaksınız. Kutlama yasak, gösteri yasak, her şey yasak!"
Tehditler ve Korku Atmosferi
Ortalığı bir korku bulutu kaplamış durumda. İsrailli yetkililer, tutsakların serbest balsının ardından her türlü kutlama ve gösteriyi yasaklamış. Ama bu yetmiyormuş gibi, ailelere açıkça şunu söylemişler: "Bu kurallara uymazsanız, sonuçlarına katlanırsınız." Ne demekse artık bu?
Filistin İnsan Hakları Derneği'nin açıklamaları tüyler ürpertiyor. Dernek başkanı, "Bu tehditler sadece hukuk ihlali değil, aynı zamanda insanlık dışı bir uygulama" diyor ve ekliyor: "İnsanların sevinçlerini bile kontrol etmeye çalışıyorlar."
Uluslararası Tepkiler Büyüyor
Olay uluslararası kamuoyuna sıçramış durumda. BM yetkilileri bu durumu "endişe verici" bulduklarını açıklarken, insan hakları örgütleri İsrail'i kınıyor. Avrupa'dan gelen tepkiler ise oldukça sert.
Aslında bu, İsrail'in Filistinlilere yönelik sistematik baskı politikalarının sadece küçük bir parçası. Günden güne artan insan hakları ihlalleri, uluslararası hukukun nasıl hiçe sayıldığını gösteriyor.
Peki ne olacak şimdi? Bu tehditler karşısında Filistinliler ne yapacak? Uluslararası toplum bu açık insan hakları ihlaline nasıl tepki verecek? Sorular çok, cevaplar ise belirsiz.
Bir düşünün: İnsanlar sevinmekten, mutluluklarını göstermekten bile korkar hale gelmiş. Bu nasıl bir dünya düzeni ki, insanların en temel duygularını bile kontrol altına almaya çalışıyorlar? Gerçekten içler acısı bir durum.