Dünya, İsrail'in 'Küresel Sümud' adlı insani yardım filosuna yönelik saldırgan tutumuna sessiz kalmadı. Neredeyse her kıtadan yükselen öfke dalgası, insanlık adına endişe verici bir tablo çiziyor.
Olay aslında basit: bir grup aktivist, insani yardım taşımak için yola çıkıyor. Ama işte, Orta Doğu'da hiçbir şey göründüğü gibi değil. İsrail yetkilileri bu barışçıl konvoyu 'tehdit' olarak nitelendirip saldırı emri verdiğinde, uluslararası toplumda adeta bir şok etkisi yarattı.
Dünya Ayağa Kalktı
Avrupa'nın birçok şehrinde binlerce insan sokaklara döküldü. Berlin'den Paris'e, Londra'dan Madrid'e - hepsinde aynı öfke, aynı talepler. "İnsani yardım engellenemez!" sloganları adeta bir çığ gibi büyüyor.
Amerika'da durum farklı değil. New York'taki İsrail Konsolosluğu önünde toplanan kalabalık, Biden yönetiminin sessizliğini protesto ediyor. "Artık yeter!" diye haykırıyorlar. Aslında haklılar değil mi? Kaç kez daha benzer senaryoları izlemek zorunda kalacağız?
Ortadoğu'da Öfke Kontrolden Çıktı
Bölge ülkelerinde tepkiler çok daha sert. Ürdün'de hükümet resmi protesto notası verirken, Mısır'daki yetkililer bu saldırıyı 'kabul edilemez' olarak nitelendirdi. Lübnan'ta ise durum daha da gergin - Beyrut'taki gösterilerde İsrail bayrakları yakıldı.
Türkiye'den gelen tepkiler ise beklenildiği gibi güçlüydü. Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, bu saldırının 'uluslararası hukukun açık ihlali' olduğunu vurguladı. Ankara'daki İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan gruplar, Filistin bayraklarıyla sloganlar attı.
Peki Ya Sonuçlar?
BM yetkilileri derhal soruşturma başlatılması çağrısında bulundu. Ancak - ve maalesef - bu tür çağrıların daha önce de sonuç getirmediğini biliyoruz. Uluslararası toplumun çifte standartları ortada.
İnsan hakları örgütleri ise durumu 'skandal' olarak tanımlıyor. Amnesty International'ın açıklaması oldukça net: "Silahsız sivillere ve insani yardım çalışanlarına yönelik bu saldırı, savaş suçu kapsamına girer."
Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz. Ancak bir gerçek var ki, dünya artık bu tür insanlık dışı eylemlere seyirci kalmak istemiyor. Belki de bu sefer farklı olur - kim bilir?
