Sosyal medyada dolaşan o görüntüler yürek burktu, gerçekten. Fas'ta Filistinli bir gence yapılanlar insanlık onurunu ayaklar altına alan cinsten. Dışişleri Bakanlığımız da bu vahşete kayıtsız kalmadı hani.
Ortalık bir anda karıştı aslında. Bir video düştü sosyal medyaya - Fas güvenlik güçlerinin Filistinli bir genci nasıl acımasızca dövdüğünü gösteren. Görüntüler öyle içler acısı ki, anlatmak bile insanın içini sızlatıyor. Bakanlık sözcüsü Öncü Keçeli, bu insanlık dışı muameleyi "şiddetle" kınadıklarını açıkladı. Kınama yetmez tabii ki ama en azından bir duruş işte.
Uluslararası Hukuk Açıkça Çiğnendi
Şimdi, mesele sadece bir dövme olayı değil aslında. Uluslararası hukuk diye bir şey var - insan hakları evrensel beyannamesi falan. Fas'ın da imzacısı olduğu bu sözleşmeler, işkence ve kötü muameleyi kesinlikle yasaklıyor. Ama görünen o ki, kağıt üzerinde kalmış bu maddeler.
Türkiye'nin tepkisi sadece sözde kalmadı üstelik. Fas makamlarından bu rezaletin faillerinin en kısa sürede bulunup adalete teslim edilmesini talep ettiler. Haklılar da! Zira böyle şeyler görmezden gelinirse, daha neler olur neler.
Sosyal Medya Patladı!
Olayın duyulmasıyla birlikte sosyal medya adeta çığlık attı. Kullanıcılar bir anda #FasZulüm hashtag'iyle paylaşımlar yapmaya başladı. İnsanlar öfkelendi, üzüldü, isyan etti. Kimi "Bu nasıl insanlık?" diye sorarken, kimi de uluslararası kuruluşları harekete geçmeye çağırdı.
Düşünsenize, sırf Filistinli olduğu için bir genç böyle bir muameleye maruz kalıyor. Irk, renk, etnik köken - bunların hiçbiri insanlık onurunun önüne geçemez aslında. Ama maalesef geçiyor işte.
Türkiye'nin bu tavrı aslında uzun süredir sürdürdüğü insan hakları politikasının da bir yansıması. Bölgede mazlumların sesi olma iddiası boş değil yani. Keçeli'nin açıklamasında vurguladığı gibi, Fas'tan bu utancı derhal sonlandırmasını ve insan haklarına saygı göstermesini bekliyoruz. Bekliyoruz da... Acaba dinlerler mi?
Sonuçta uluslararası kamuoyu baskısı önemli tabii. Türkiye'nin bu çıkışının ardından başka ülkelerden de benzer tepkiler gelirse, belki Fas oturup bir daha düşünür yaptıkları üzerine. En azından umut etmekten başka çaremiz yok şu an.