Gazze... Adını her duyduğumuzda yüreğimizin bir parçasının daha koptuğu o topraklar. Wafa Hastanesi'nden gelen haber ise içimizi acıtan yeni bir yara daha.
Düşünün bir an - sığınak olarak gördüğünüz bir hastane enkaza dönüyor. Ve o enkazın altından, artık nefes almayan sekiz can çıkarılıyor. İnsanın içini burkan, gözlerinizin dolmasına neden olan bir manzara.
Enkaz Altındaki Umutlar
Filistin Kurtuluş Örgütü'nün Sağlık Bakanlığı'nın açıklaması yürek burkuyordu. Doğu Gazze'deki Wafa Hastanesi - bir zamanlar şifa dağıtan bu mekan - artık ölümün soğuk yüzünü yansıtıyor. İsrail ordusunun saldırıları sonucu göçen binaların altından çıkarılan sekiz Filistinli... Onlar artık sadece birer istatistik değil, birer trajedinin sessiz tanıkları.
Biliyor musunuz, en acı tarafı ne? Bu insanların kim olduğunu, hangi hayalleri olduğunu, geride kimi bıraktıklarını bilmiyor oluşumuz. Belki bir baba, belki bir çocuk, belki de tüm ailesini kaybetmiş bir anne...
Giderek Derinleşen İnsani Kriz
Gazze'de durum gerçekten içler acısı. Şu anda orada olmadığımız için belki tam olarak anlayamıyoruz ama - insanlık adına yüzümüzün kızarması gereken bir tablo bu. Temiz su bulamayan, elektriksiz kalan, en temel ilaçlara bile ulaşamayan insanlar.
Ve Wafa Hastanesi... Eskiden binlerce kişiye şifa dağıtan bu yer, şimdi kendi yaralarını sarmaya çalışıyor. Ama nasıl? Enkaz altındaki bedenler, yıkılan binalar, parçalanan hayatlar...
Dünya bu trajediye seyirci kalmaya devam ederken, Gazze'de yaşam mücadelesi her geçen gün daha da zorlaşıyor. Sanki unutulmuşlar gibi - dünyanın geri kalanından kopuk, kendi kaderleriyle baş başa bırakılmışlar.
Peki ya sonrası? Bu sekiz cansız beden çıkarıldıktan sonra ne olacak? Gazze'deki diğer hastaneler de benzer akıbeti mi yaşayacak? Kimse net bir cevap veremiyor, sadece endişe ve korku büyüyor.
Belki de en acı olan, bu trajedinin sıradanlaşmaya başlaması. Her gün yeni ölüm haberleri, her gün yeni enkazlar... İnsanın yüreği nasıl dayansın?