Washington Post'tan Çarpıcı İsrail İddiası: 'Hedef Gözetmeksizin Saldırılar Düzenlendi'
Washington Post'tan İsrail'e Çarpıcı İddialar

Dünyanın en saygın gazetelerinden biri olan Washington Post, bugünlerde herkesin diline dolanan o soruyu bir kez daha gündeme taşıdı. İsrail'in Gazze'deki operasyonları acaba gerçekten de 'hedef gözeterek' mi yapılıyor?

Gazetenin derinlemesine araştırması, işte bu kritik soruya oldukça net ve bir o kadar da rahatsız edici cevaplar sunuyor. Öyle ki, okudukça insanın içi burkuluyor doğrusu.

Veriler Konuşuyor: Rakamların Dili

Washington Post'un ulaştığı veriler gerçekten çarpıcı. Analizlere göre, İsrail'in kullandığı bombaların neredeyse yarısı -evet, yanlış duymadınız- hedef gözetmeksizin atılmış. Bu, uluslararası hukukun açıkça ihlali anlamına geliyor aslında.

Peki bu ne demek? Şöyle açıklayayım: Savaş alanında bile belirli kurallar var. 'Oraya atalım da ne olursa olsun' mantığı, modern savaş hukukunda kesinlikle yeri olmayan bir yaklaşım.

Uzmanlar Ne Diyor?

Askeri uzmanların görüşleri de Washington Post'un iddialarını destekler nitelikte. Bir eski askeri analistin dediği gibi: "Bu kadar yüksek oranda hedefsiz saldırı, askeri stratejiden ziyade kolektif bir cezalandırma politikasına işaret ediyor."

Durum böyle olunca, insan hakları örgütlerinin tepkileri de giderek sertleşiyor. Uluslararası Af Örgütü yetkilileri, "Artık bu görmezden gelinemez" diyerek uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırıyor.

Uluslararası Tepkiler Büyüyor

Washington Post'un bu çarpıcı haberi, dünya kamuoyunda da yankı bulmuş durumda. Avrupa başkentlerinden gelen açıklamalar, İsrail'e yönelik eleştirilerin dozajının giderek arttığını gösteriyor.

Birleşmiş Milletler yetkilileri ise konuyla ilgili acil bir toplantı yapılması gerektiğini ifade ediyor. Fakat şu soru hala cevapsız: Uluslararası toplum bu kadar açık ihlaller karşısında somut adımlar atabilecek mi?

Gerçek şu ki, rakamlar ortada. Veriler konuşuyor. Ve Washington Post'un bu kapsamlı araştırması, Gazze'de yaşananların sıradan askeri operasyonlardan çok daha fazlası olduğunu gözler önüne seriyor. İnsan hakları ihlalleri, sivil kayıplar ve uluslararası hukukun açıkça çiğnenmesi... Tüm bunlar, dünyanın acilen cevap aradığı sorular olarak karşımızda duruyor.