
Güneşin tam tepede olduğu bir öğle vakti, Yasemin Minguzzi'nin tek başına meydanda oturduğunu görenler şaşkınlığını gizleyemedi. Ne bir pankart, ne de slogan atan kalabalıklar... Sessizliğin gücüne inanan bir kadının, adalet için verdiği mücadelenin en çarpıcı sahnelerinden biriydi bu.
"Bazen en büyük direniş, hiçbir şey yapmamaktır" diyor Minguzzi, gözlerindeki kararlılık her şeyi anlatırcasına. Son zamanlarda artan hukuki skandallara dikkat çekmek amacıyla başlattığı bu eylem, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı.
Bir Sandalyenin Anlattıkları
O küçük plastik sandalye, aslında tüm hikayenin özeti gibiydi. Üzerinde oturan kadın, yıllardır süren bir hukuk mücadelesinin simgesi haline gelmişti. Çevrede toplanan meraklı kalabalık, bu sıradışı protestoyu cep telefonlarıyla kaydederken, Minguzzi'nin tek bir kelime etmeden tüm sisteme meydan okuduğunu fark ettiler.
Kimileri için bu sadece bir oturma eylemiydi belki. Ama aslında, sessizliğin en gürültülü çığlığıydı. "Hukukun üstünlüğü" denen şeyin nasıl rafa kaldırıldığını, adaletin nasıl teker teker aşındığını anlatıyordu her hareketi.
Neden Şimdi?
Son dönemde patlak veren davalardan sonra Minguzzi, "Artık yeter!" demiş olmalı. Eylemini sorduğumuzda, "Bazen en basit hareketler en çok şey anlatır" diye yanıtlıyor. Gözlerinde, yılların yorgunluğu ama bir o kadar da umut var.
Polis ekiplerinin olaya müdahale etmemesi ise ayrı bir tartışma konusu oldu. Sessiz protestonun gücü karşısında yetkililerin de ne yapacağını şaşırdığı ortadaydı. Sosyal medyada #SessizÇığlık etiketiyle trend olan eylem, binlerce kişi tarafından destek gördü.
Peki ya sonrası? Minguzzi, "Bu sadece bir başlangıç" diyor. Adaletin teker teker işlediği günleri görmek için daha çok oturacağa benziyor o sandalyede...