Hani derler ya, 'zoru başarmak için yola çıkanların hikayesi hiç bitmez' diye. İşte tam da öyle bir sahne İstanbul Havalimanı'nda yaşandı dün. İsrail güçleri tarafından alıkonulan 18 cesur aktivist, memleket topraklarına ayak bastı ve inanılmaz bir coşkuyla karşılandı.
Gözlerinde biraz yorgunluk, ama yüreklerinde kocaman bir direniş ruhu vardı. Özgürlük Filosu'nun bu yiğit savaşçıları, insani yardım taşıma iddiasıyla çıktıkları yolculukta beklediklerinden çok daha farklı bir senaryoyla karşılaştılar. İsrail yetkilileri, gemiyi durdurup tüm aktivistleri gözaltına aldı.
Beklenmedik Operasyon ve Uluslararası Tepki
Olay aslında şöyle gelişti: Uluslararası sularda seyreden gemi, İsrail donanması tarafından aniden durduruldu. Askerler gemiye çıktı, herkesi bir araya topladı. Kimse tam olarak ne olduğunu anlayamadan, kendilerini İsrail topraklarında buldular. 'İnsani yardım' diye yola çıkmışlardı ama karşılarına çıkan, beklenmedik bir diplomasi kriziydi.
İşin ilginç yanı, İsrail yetkililerinin bu hamlesi uluslararası arenada hızlıca yankı buldu. Birleşmiş Milletler'den Avrupa Birliği'ne kadar pek çok kuruluş, insan hakları ihlali iddialarıyla duruma müdahil oldu. Diplomasi trafiği iyice kızıştı, görünmeyen bir savaş başladı adeta.
İstanbul'a Dönüş ve Duygusal Anlar
Ve nihayet... Serbest bırakılma haberi geldiğinde herkes derin bir nefes aldı. İstanbul'a varış anı ise görülmeye değerdi. Havalimanında toplanan yüzlerce kişi, 'Özgürlük Filosu direnişi sürüyor!' sloganlarıyla aktivistleri karşıladı. Kimi aileler sevdiklerine kavuşmanın mutluluğunu yaşarken, kimi de dayanışmanın gücünü bir kez daha gördü.
O anları yaşayan bir aktivistin sözleri her şeyi özetliyordu aslında: 'Biz sadece insani yardım götürmek istedik. Ama karşımıza çıkan, dünyanın gözü önünde yaşanan bir insan hakları ihlaliydi. Bu dayanışma bize gösterdi ki, doğru yoldayız.'
Peki ya sonrası? Bu olay aslında uluslararası ilişkilerde yeni bir sayfa açtı diyebiliriz. Türkiye'nin tepkisi net ve kararlıydı - dışişleri bakanlığı konuyu en üst düzeyde takip edeceğini açıkladı. İsrail ise kendi güvenlik gerekçelerini öne sürdü, ama bu açıklama pek çok çevrede yeterli bulunmadı.
Bu hikaye bize bir kez daha gösterdi ki, insan hakları mücadelesi sınır tanımıyor. Bir grup idealist insanın çıktığı yolculuk, dünya gündemine oturdu. Ve İstanbul'daki o karşılama anı, direnişin ve dayanışmanın ne kadar güçlü olduğunun canlı kanıtıydı.
