
Dört duvar arasında geçen günler, çoğu insan için bir kabus gibidir. Ama bazıları için bu duvarlar, imanlarını güçlendiren bir sınav alanına dönüşebiliyor. İşte tam da böyle bir hikaye anlatıyoruz size...
Adını vermek istemeyen bir hafız, tutuklu olduğu dönemde hafızlığını tamamlamış ve inanılması güç bir işe imza atmış: Zindanda mushaf yazmak! "Allah'ın izniyle" diye ekliyor hemen, "Orada geçirdiğim her dakika, aslında bir lütuftu benim için."
Demir Parmaklıklar Ardındaki İbadet
Sabahın erken saatlerinde uyanıp, gün ışığı daha hücreye vurmadan Kur'an okumaya başladığını anlatıyor. "Diğer mahkumlar uyurken, ben Rahman'ın kelamıyla uyanıyordum" diye ekliyor gözleri dolarak. Aslında kimseye söylemese de, hapishanenin o soğuk ve kasvetli koridorları, onun için bir nevi medrese olmuş.
Peki nasıl oldu da böyle bir şey yapabildi? İşte detaylar:
- Günde 16 saat çalışarak hafızlığını tamamladı
- Kâğıt bulmakta zorlandığı için küçük notlarla ayetleri kaydetti
- Gizlice getirilen bir kalemle yazmaya başladı
- Gardiyanların bazıları bu çabayı görünce göz yumdu
"Zindan Bana Cennet Kapılarını Açtı"
En çarpıcı ifadelerinden biri şu: "Dışarıda olsaydım belki bu kadar disiplinli olamazdım. Ama orada, her anımı Allah'a adadım." Sanki demir parmaklıklar, onun manevi yolculuğunda bir sıçrama tahtası işlevi görmüş.
Şimdi özgür olan bu hafız, yaşadıklarını anlatırken bir noktanın altını özellikle çiziyor: "Hiçbir engel, gerçekten istediğiniz bir şeyin önünde duramaz." Hapishane şartlarında bile olsa, bir mushaf yazmanın mümkün olduğunu kanıtlamış adeta.
Bu hikaye, sadece dini açıdan değil, insan iradesinin neleri başarabileceğini göstermesi açısından da oldukça etkileyici. Kim bilir, belki de o zindanın duvarları, bu hafız için en güzel dershaneydi...