Ankara'da, devletin en üst kademelerinden birinde bugün oldukça anlamlı bir buluşmaya sahne oldu. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, kapısını Sayıştay Başkanı Metin Yener'e açtı. Bu, sıradan bir nezaket ziyaretinin çok ötesinde, devlet çarkının nasıl daha uyumlu dönebileceğine dair derin bir sohbetin de başlangıcıydı.
Görüşme, aslında hepimizin bildiği bir gerçeği bir kez daha hatırlattı: Hesap verebilirlik ve şeffaflık olmadan sağlam bir yönetim düşünülemez. Kurtulmuş, Yener'e hitaben yaptığı açıklamada, Sayıştay'ın bu anlamda taşıdığı hayati misyona dikkat çekti. "Denetim" kelimesinin kuru bir bürokrasi teriminden ibaret olmadığını, aksine, vatandaşa karşı olan en büyük sorumluluk olduğunu vurguladı.
Peki ya sonrası? İki isim, sadece devlet dairelerinin işleyişinden bahsetmedi. Konu, bir noktada Türkiye'nin gelecek vizyonuna ve bu vizyonda yasama ile yüksek denetim kurumunun ortak paydasına geldi. Yener, Kurtulmuş'a Sayıştay'ın çalışmaları hakkında kapsamlı bir brifing verdi. Bu brifing, rakamlardan ve istatistiklerden çok daha fazlasıydı; adeta kamu kaynaklarının nasıl daha etkin kullanılabileceğine dair bir yol haritası gibiydi.
Şunu söylemeden geçmeyelim: Bu tür buluşmalar genellikle kapalı kapılar ardında kalır ve kamuoyuna sadece kısa bir basın bülteniyle yansır. Ancak bugünkü görüşmenin arka planında, kurumlar arasındaki bağları güçlendirmek ve ortak akılla hareket etmek gibi çok daha derin bir niyet yatıyordu. Belki de en önemli mesaj buydu.
Görüşme, karşılıklı iyi temennilerle ve Türkiye'nin menfaati için birlikte çalışma sözüyle sona erdi. Kim bilir, belki de devletin farklı kolları arasındaki bu uyum, önümüzdeki dönemde hepimize çok daha verimli bir yönetim anlayışı olarak dönecek. Bekleyip göreceğiz.
