AK Parti'den Özgür Özel'e Sert Yanıt: 'O Karanlık Zihniyete Geçit Vermeyiz'
AK Parti'den Özgür Özel'e: Karanlık Zihniyete Geçit Yok

Siyaset arenasında bugün gerilim yükseldi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı açıklamalara adeta volkan gibi patladı. Öyle ki, Çelik'in tepkisi Ankara'daki siyaset koridorlarında yankılanırken, muhalefetin söylemlerini 'karanlık zihniyet' olarak nitelendirmesi dikkat çekti.

Şimdi, bu sert çıkışın arka planında ne var diye soracak olursanız... Özel'in 'iktidarın demokratik meşruiyetini tanımıyoruz' minvalindeki sözleri, Çelik'in tabiriyle 'tehdit sınırını aşan' ifadeler olarak değerlendirilmiş. Hakikaten de öyle mi, değil mi? Orasını zaman gösterecek ama Çelik'in tepkisi oldukça net.

Tarihten Ders Almak

Çelik'in üzerinde özellikle durduğu nokta şuydu: "Bu ülkenin bir demokrasi hafızası var." Yani aslında diyor ki, biz daha önce benzer söylemleri gördük, sonuçlarını yaşadık. 12 Eylül dönemini hatırlatan Çelik, o günlerin acı tecrübelerinin unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Peki neden şimdi? Neden tam da bugünlerde bu kadar sert bir dil? Bana kalırsa, siyasetteki gerilim tırmanışı her iki tarafın da tahammül sınırlarını zorluyor. Çelik'in de dediği gibi, "demokrasi sadece seçim kazanınca değil, kaybedince de saygı duymaktır."

Muhalefetin Söylemi ve İktidarın Tepkisi

Özgür Özel'in son dönemdeki söylemleri gerçekten de oldukça sert. 'Meşruiyet tanımıyoruz' demek, siyasette neredeyse son nokta. Çelik ise bu söylemin demokrasi kültürüne uymadığını vurguluyor. Haksız da sayılmaz aslında - demokrasi dediğin, kazananın kazandığı, kaybedenin de eleştiri hakkını kullanırken çizgiyi aşmadığı bir sistem değil mi?

Şu an siyasette gördüğümüz manzara ise oldukça ilginç. Bir yanda iktidar partisi demokrasi vurgusu yaparken, diğer yanda muhalefet meşruiyet tartışması açıyor. Bu, Türkiye siyasi tarihinde pek alışık olmadığımız bir durum değil aslında - ne yazık ki.

Demokrasi Nöbeti

Çelik'in şu sözleri herhalde akıllarda kalacak: "Biz bu karanlık zihniyete geçit vermeyeceğiz." Bu sadece bir tehdit değil, aynı zamanda bir taahhüt. İktidar kanadının demokrasi nöbetini sürdüreceğinin ilanı gibi.

Peki ya sonra? Siyasi gerilim böyle devam ederse ne olur? Bilemiyorum ama şunu söyleyebilirim: Türk siyaseti her zaman sürprizlere açık. Bugün söylenen sözler yarın farklı yorumlanabilir. Önemli olan, demokrasinin temel ilkelerinden sapmamak.

Son tahlilde, Çelik'in tepkisi sadece bir partinin sözcüsünün açıklaması değil, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi iklimine dair önemli bir fotoğraf. Bu fotoğrafın nasıl okunacağı ise hepimizin ortak geleceğini belirleyecek.