
Ankara'da siyaset sahnesi yine kızıştı—ama bu sefer sandıklarla değil, söylentilerle. CHP'nin olağanüstü kurultayı öncesi, delege pazarlıklarının ardı arkası kesilmeyen bir fısıltı gazetesine dönüştü. Kimi iddialara göre, delegelere yapılan 'teklifler', siyasi taahhütlerden çok daha fazlasını içeriyordu.
Olaylar öyle sıradan değil. Bir delege anlattı—tabii ismini vermeden: "Telefonlar susmuyordu. 'Şu isme verecek misin, vermeyecek misin?' diye soranlar, bir anda 'ne kadar istersin?'e dönen diyaloglar... İnanılır gibi değildi." Gerçekten de inanası gelmiyor insanın.
Satın Alma Operasyonunun İç Yüzü
Peki nasıl oluyor da bir kurultay delegesi 'satın alınabilir'? İşte bazı iddialar:
- Belirli bölgelerden seçilen delegelere nakit ödemeler yapıldığı
- İleride mecliste veya yerel yönetimlerde söz verildiği
- Seçim bölgelerinde destek vaatleriyle ikna çalışmaları yürütüldüğü
Yani—siyasetin soğuk yüzü, bir kez daha kendini gösterdi diyebiliriz. Kimi delegeler bu tekliflere 'hayır' derken, kimilerinin ise 'evet' dediği konuşuluyor. Peki ya sonrası? Tabii ki sessizlik.
Özgür Özel ve Ekibinin Hamleleri
Özgür Özel'in ekibi, bu iddiaları şiddetle reddediyor. "Tamamen asılsız, maksatlı bir karalama kampanyası" diyorlar. Ama muhalif kanat öyle düşünmüyor. Bir grup delege, Ankara'da bir araya gelerek "demokrasi içinde demokrasi istiyoruz" açıklaması yaptı. İronik değil mi?
Kurultay sürecinde yaşananlar, parti içi demokrasinin ne kadar hassas olduğunu bir kez daha hatırlattı. Delegeler üzerindeki baskı—açıkçası—çok da yeni bir strateji sayılmaz aslında. Ama bu kadar açık yaşanmazdı genelde.
Sonuç olarak, CHP'nin geleceği üzerine oynanan bu satranç oyunu, sadece bir lider değişiminden çok daha fazlasını anlatıyor. Siyasetin arka koridorlarında dönen dolaplar, belki de hiçbir zaman tam olarak bilinemeyecek. Ama şu bir gerçek: fısıltılar, bazen resmi açıklamalardan daha yüksek sesle konuşuyor.