
Ankara'nın tozlu koridorlarında fısıltılar dolaşıyor. CHP'deki iç sıkıntılar, artık saklanamayacak kadar büyük. Parti içindeki kaynama noktasına ulaşmış durumda—ve her şey, önümüzdeki 15 Eylül'e odaklanmış vaziyette.
Kimileri bu tarihi 'kıyamet günü' olarak görüyor. Sebep mi? Parti tarihinin en büyük kitlesel istifasının patlak verebileceği söylentileri. Evet, yanlış duymadınız.
İçeride Neler Oluyor?
Partinin bel kemiği olarak görülen isimler arasında derin bir hayal kırıklığı hâkim. Aldıkları kararların sürekli göz ardı edildiğini, fikirlerinin önemsenmediğini düşünüyorlar. Bu, sadece basit bir memnuniyetsizlik değil; daha çok, uzun süredir biriken öfkenin taşması gibi.
Son yerel seçimlerdeki performans—beklentilerin çok altında kalınması—işte bu öfkeyi tetikleyen son damla oldu. Kimi delegeler ve parti yöneticileri, artık daha fazla sessiz kalamayacaklarını hissettiklerini söylüyor.
15 Eylül: Gerçekten Kırılma Noktası Mı?
Bu tarih, parti meclisi toplantısının yapılacağı gün. Ve eğer söylentiler doğruysa, toplantı sonrasında onlarca—belki de yüzlerce—partili istifa edebilir. Bu, CHP için tarihi bir darbe olur.
Peki neden şimdi? Cevap basit: Sabırlar tükendi. İçerideki gruplar arasındaki gerginlik, artık yönetilebilir düzeyin çok üzerinde. Liderlik tarzından duyulan rahatsızlık, parti tabanına kadar yayılmış durumda.
Peki Ya Sonrası?
Böyle bir dalga gerçekleşirse, CHP'nin toparlanması aylar—hatta yıllar—alabilir. Muhalefet cephesinde ciddi bir boşluk oluşur. Siyasi dengeler altüst olabilir.
Ancak şunu da unutmamak lazım: Siyaset, sürprizlere açık bir alan. Belki de son dakikada bir uzlaşma sağlanır ve bu kriz dalgası daha başlamadan durdurulur. Kim bilir?
Tek kesin olan bir şey var: CHP, belki de kuruluşundan bu yana en sancılı dönemlerinden birini yaşıyor. Ve önümüzdeki haftalar, partinin kaderini yeniden yazabilir.