Ankara'da siyasetin nabzı yine hızlı atıyor. CHP içinde beklenmedik bir şekilde alevlenen 48. madde tartışması, adeta bir kabus gibi parti koridorlarını sarstı. Durum o kadar ciddi ki, olağanüstü kurultay gündemi masaya yatırılırken, her an mahkeme kapıları çalınabilir.
Peki ne olmuştu? Parti tüzüğünün o meşhur 48. maddesi, birdenbire siyasi bir deprem etkisi yarattı. Kimileri için bu madde bir kurtarıcı, kimileri içinse tam bir baş belası. Öyle ki, taraflar arasındaki gerilim öyle bir noktaya vardı ki, artık yargı yolunun açılması işten bile değil.
Kurultay Krizi Kapıda
Olağanüstü kurultay talepleri parti içinde adeta domino taşı etkisi yarattı. Bir yanda değişim isteyenler, diğer yanda mevcut düzeni korumaya çalışanlar... Sanki bir satranç maçındaymışçasına her hamle önem kazanıyor. Ve maçın galibini belirleyecek olan da 48. maddenin nasıl yorumlanacağı.
Durum gerçekten karmaşık. Tarafların pozisyonları o kadar keskinleşti ki, ortak bir zemin bulmak neredeyse imkansız görünüyor. Hani derler ya, "iki tarafın da kazanacağı bir çözüm" diye... Fakat bu sefer öyle olmayacak gibi.
Yargı Yolu Açık
Mahkemelik olma ihtimali ise parti içinde tedirginliği artırıyor. Çünkü böyle bir durumda süreç çok daha farklı ilerleyebilir. Yargının kararı hangi yönde olursa olsun, CHP için yeni bir dönemin başlangıcı anlamına gelebilir.
Aslında bu kriz, muhalefet partilerindeki iç çekişmelerin ne denli derin olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Siyasetin doğasında var bu tür gerilimler elbette. Ancak CHP özelinde yaşananlar, parti birliğinin ne kadar kırılgan olabileceğini de ortaya koyuyor.
Şimdi herkesin gözü parti yönetiminde. Alınacak kararlar ve atılacak adımlar, CHP'nin geleceğini şekillendirecek. Bekleyip göreceğiz... Sonuçta siyasette bir gün çok uzun bir süre.
