
Ankara’da siyasetin nabzı yine hızlı atıyor ama CHP’nin kalbi adeta ritim bozukluğu yaşıyor. Parti içindeki navigasyon problemi öyle boyutlara ulaştı ki, bazı isimler artık ‘yol haritası’ deyip durmaktan bıkmış durumda. Kimi milletvekilleri, partinin adeta rotasız bir gemi gibi sürüklendiğini fısıldıyor kulislerde.
Öyle ki, bir kıdemli parti üyesi şöyle diyor: "Yönümüzü kaybettik sanki. Ne yapacağımızı biz de tam kestiremiyoruz." Bu iç karışıklık, tabanda da ciddi bir tedirginlik yaratmış durumda. Destekçiler, net bir strateji ve tutarlı bir söylem arıyor; ancak bulamıyor.
Liderlik Sinyalleri Karışıyor
Özgür Özel’in genel başkanlığındaki CHP, bir türlü istikrarlı bir dil tutturamıyor. Siyaset sahnesinde adeta 'iki ayaküstü konuşma' yapar gibi görünüyor. Bir gün söylenen, ertesi gün başka bir meclis üyesi tarafından yumuşatılıyor – hatta bazen tamamen tersi savunuluyor.
Bu kafa karışıklığı, sadece dışarıya yansıyan bir görüntü değil. Parti meclisindeki toplantılar da zamanla gerilimle dolup taşıyor. Farklı gruplar, farklı hedefler peşinde. Kimi ılımlı bir muhalefetten yana, kimi ise daha sert, daha eleştirel bir çizgi istiyor.
Geçmiş ve Gelecek Arasında Sıkışmak
Kemal Kılıçdaroğlu’nun mirası ile yeni dönemin beklentileri arasında sıkışıp kalan parti, ortak bir payda bulmakta zorlanıyor. Eski guarda ile yeni yönetim ekibi arasındaki iletişim kopukluğu, navigasyon sorununun belki de en can alıcı noktası.
Peki ya sonra? Bu gidişat partiyi nereye sürükleyecek? Seçmen, netlik istiyor. Muhalefetin asli görevi, alternatif olmak – ama CHP şu an kendi içindeki alternatifsizlikle boğuşuyor. Önümüzdeki dönem, bu krizden çıkışın nasıl sağlanacağına dair ipuçları verecek.
Son dönemlerdeki açıklamalara bakılırsa, parti sözcüleri daha temkinli. Ama bu temkinlilik, bazen ‘kararsızlık’ olarak yorumlanabiliyor. CHP’nin yeniden bir rota çizebilmesi için önce kendi içindeki pusulayı düzeltmesi şart.