Ankara'da siyasetin nabzı bu hafta normalden çok daha hızlı atıyor. Cumhuriyet Halk Partisi koridorlarında adeta bir koşuşturmaca, bir telaş hâkim. Herkesin dilinde aynı soru: "Bu krizden nasıl çıkacağız?"
Parti içinde yaşanan mutlak bütlan tehlikesi -ki bu hukuki terim aslında tam bir çıkmazı ifade ediyor- yönetimi harekete geçirdi. Öyle ki, bazı milletvekilleri arasında "Bu iş çığrından çıkmadan önlem almalıyız" sesleri yükseliyor.
23 Ekim: Kritik Tarih
23 Ekim tarihi partinin ajandasında kırmızıyla çizilmiş durumda. Bu tarihte alınacak önlemler parti yetkilileri tarafından açıklandı. Aslında durum sandığımızdan daha karmaşık. Bir yanda parti tüzüğü, diğer yanda siyasi realiteler... İşin içinden çıkmak gerçekten zor.
Parti sözcülerinden edindiğimiz bilgilere göre, alınacak tedbirler üç ana başlıkta toplanıyor:
- Örgüt tabanıyla doğrudan iletişim kurulması
- Hukuki süreçlerin titizlikle takip edilmesi
- Olası senaryolara karşı alternatif planların devreye alınması
Bazı isimler ise bu önlemlerin yeterli olup olmayacağı konusunda ciddi şüpheler taşıyor. "Daha radikal adımlar atmazsak bu işin içinden çıkamayız" diyen bir parti yetkilisi, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Panik Haftasında Neler Yaşandı?
Geçtiğimiz hafta parti genel merkezinde adeta bir arı kovanı gibiydi. Toplantı üstüne toplantı, telefon trafiğinde rekor artış, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler... Sanki herkes son dakika gelişmelerini bekliyordu.
Bir iç kaynağın ifadesiyle: "Öyle bir haftaydı ki, insanlar koridorlarda birbirine çarpıyordu. Kimse normal tempoda yürümüyor, herkes koşuşturuyordu. Olağanüstü bir durum havası vardı."
Peki bu telaşın nedeni neydi? Görünen o ki, mutlak bütlan riski parti içinde beklenmedik bir domino etkisi yaratmış. Bir sorun diğerini tetiklemiş, derken işler içinden çıkılmaz bir hâl almış.
Son Dakika Gelişmeleri
Son durumda parti yönetiminin krizi kontrol altına almaya başladığı söyleniyor. Ancak -ve bu önemli- her şey yolunda gidiyor demek için henüz erken. Çünkü siyasette, bilirsiniz, işler bir anda tersine dönebilir.
23 Ekim'de devreye girecek önlem paketinin detayları ise şaşırtıcı derecede kapsamlı. Sadece hukuki değil, aynı zamanda siyasi ve örgütsel boyutları da var. Partinin tabanından gelen sesler ise karışık: Kimi "Gereken yapılıyor" derken, kimi "Bu yetmez, daha fazlası gerekli" diye haykırıyor.
Bu arada, unutmadan söyleyeyim: Bütün bu gelişmeler partinin gelecek stratejisini de yeniden şekillendirecek gibi görünüyor. Belki de bu kriz, sandığımızdan daha büyük değişimlerin habercisi olacak. Kim bilir?
Sonuç olarak, CHP'nin bu "panik haftası" aslında bize çok şey öğretti. Siyasette hiçbir şeyin kesin olmadığını, en iyi hazırlanan planların bile beklenmedik engellerle karşılaşabileceğini bir kez daha gördük. Şimdi gözler 23 Ekim'de ve sonrasında yaşanacaklarda.
