Ankara'da siyasi gerilim yeniden tırmanışa geçti. CHP'nin olağanüstü kurultay talebiyle ilgili dava sürecinde, beklenmedik bir adım atıldı. Parti, Ankara 10. Sulh Hukuk Mahkemesi'ne yaptığı resmi başvuruda, konuya ilişkin hukuk ve ceza davalarının tüm dosyalarının iletilmesini talep etti. Bu hamle, sanki satranç tahtasında beklenmedik bir vezir hareketi gibiydi.
Mahkeme, CHP'nin bu talebini ciddiyetle ele aldı. Dosyaların, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan ve Ankara 4. Sulh Ceza Hakimliği'nden resmi yazışmalarla istenmesine karar verildi. Bu, sadece basit bir dosya transferi değil, adeta hukuki bir depremdi. Peki ama neden?
Olayın temelinde, CHP Genel Merkezi'nde düzenlenen 38. Olağanüstü Kurultay sürecinde yaşananlar yatıyor. Parti içi muhalif gruplar, kurultayın yönetimine itiraz etmişti. Bu itirazlar, hukuki süreci tetikledi ve dava dosyasının kapsamı genişledi. Davacı avukatlar, önceki duruşmada, konuyla bağlantılı ceza davalarının varlığına dikkat çekmişti. İşte CHP'nin son talebi, tam da bu bağlantıyı resmiyete dökmek içindi.
Mahkeme, bu karmaşık hukuki bulmacayı çözmek için tüm parçaları bir araya getirmeye kararlı görünüyor. Dosyaların getirtilmesi, davanın seyrini tamamen değiştirebilir. Bu, sadece bir kurultay meselesi değil, aynı zamanda siyasi partilerin iç işleyişi ve hukuk ilişkisini yeniden tanımlayabilecek nitelikte.
Sonuç olarak, Ankara'daki bu hukuki gelişme, siyasi havayı yeniden elektriklendirdi. CHP'nin agresif hukuk hamlesi, önümüzdeki günlerde hem siyaseti hem de hukuk çevrelerini meşgul edeceğe benziyor. Herkes, mahkemenin bir sonraki adımını bekliyor. Bu, Türk siyasi tarihinde unutulmayacak bir dava olmaya aday.
