Diyarbakır'ın eski CHP İl Başkanı Mahmut Açar, siyasi arenada adeta bomba etkisi yaratan bir hamleyle partisinden istifa etti ve AK Parti saflarına geçti. Bu beklenmedik geçiş, arka planda yaşananları tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Açar'ın anlattıkları, siyasetin karanlık dehlizlerine ışık tutuyor. İddialara gözleriniz inanamayacak. Şantaj? Var. Tehdit? Bolca. Üstüne üstlük komplo? Maalesef evet.
"Parti içinde demokrasi falan yok" diyor Açar, sesindeki o buruk tonla. Sanki yılların hayal kırıklığı bir anda dökülüvermiş kelimelere. Kendisini ve ailesini hedef alan kirli oyunlar, gizli kapaklı planlar... Hepsi bir bir ortaya seriliyor.
Neler Oldu da Bu Karar Alındı?
Aslında her şey, partinin Diyarbakır örgütünde yaşanan iç çekişmelerle başlamış. Açar, CHP yönetiminin il bazında çalışmaları sürekli sabote ettiğini iddia ediyor. Hani derler ya, "taşın altında elini görmek istemeyenler" var diye. İşte öyle bir tablo çiziyor.
En dikkat çekici iddia ise şu: Kendisine yönelik organize bir şantaj kampanyası düzenlenmiş. Amaç? İl başkanlığı koltuğundan edip, yerine başkasını oturtmak. Ne kadar tanıdık geliyor değil mi?
Peki ya tehditler? Açar, partinin üst yönetiminden bazı isimlerin kendisini açıkça tehdit ettiğini söylüyor. "Ya istifa edersin ya da sonuçlarına katlanırsın" minvalinde konuşmalar... Bunlar söylenti değil, bizzat yaşadığı olaylar.
Komplo Dedikoduları ve Gerçekler
İşin komplo kısmı ise daha da ilginç. Açar'a göre, CHP içinde kendisine karşı örülen kumpasın arkasında parti içi çıkar grupları var. Hani şu "güç senin olsun da, benim adamım olsun" diyenler. Onların oyuncağı olmayı reddedince, başına gelmeyen kalmamış.
Peki neden AK Parti? Açar bu soruya net yanıt veriyor: "Çünkü orada adam gibi adam muamelesi görüyorum." CHP'de yaşadığı değersizlik hissinin tam tersini, yeni partisinde bulduğunu söylüyor. İlginç olan, onunla benzer hikayeleri olan başka isimlerin de aynı yolu izlemesi.
Sonuç olarak, Açar'ın anlattıkları sadece bir kişinin hikayesi değil. Siyasetteki kirli oyunların, ikiyüzlülüklerin ve güç savaşlarının bir yansıması. Diyarbakır'da başlayan bu hikaye, aslında Türkiye siyasetinin genel bir fotoğrafını çekiyor.
Acaba bu istifalar ve açıklamalar, CHP için bir uyanış çağrısı olabilir mi? Yoksa parti içindeki bu çürümüşlük, daha nice istifalara mı yol açacak? Zaman gösterecek...
