Ankara'da siyasi arenanın tozunu attıran bir gelişme yaşandı bugün. Ankara 13. İdare Mahkemesi, CHP'de Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Gürsel Tekin hakkında alınan o ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazı -hem de hiç tereddüt etmeden- reddetti.
Mahkemeden çıkan karar adeta bir bomba etkisi yarattı. Zira bu red kararı, Tekin'in partideki kilit pozisyonuna devam edebileceği anlamına geliyor. Kimi çevrelerde şaşkınlık, kimi çevrelerde ise memnuniyet yaratan bu gelişme, siyaset koridorlarında uzun süre konuşulacak gibi duruyor.
Mahkeme Kapısındaki Bekleyiş Son Buldu
Sabahın erken saatlerinden itibaren mahkeme önünde toplanan basın mensupları ve siyaset gözlemcileri, neredeyse nefeslerini tutmuş bekliyordu. Karar açıklandığı anda ise telefonlar birbirini aramaya başladı. Gürsel Tekin'in avukatlarından gelen ilk açıklamalar, "Hukuk işledi" minvalindeydi.
Peki bu ihtiyati tedbir kararı neden alınmıştı? Aslında olayın temeli, Tekin'in sosyal medya paylaşımlarına dayanıyordu. İddiaya göre, bazı paylaşımlar 'yargıyı etkilemeye yönelik' bulunmuştu. Ancak mahkeme, bu iddiaların ihtiyati tedbiri gerektirecek kadar ciddi olmadığına kanaat getirdi.
"Görevimizin Başındayız"
Karar sonrası ilk açıklama ise Tekin'den geldi. "Demokrasi ve hukuk zafer kazanmıştır" diyen Tekin, partideki çalışmalarına kaldığı yerden devam edeceğini vurguladı. Ona göre bu karar, sadece şahsına değil, demokratik mücadeleye verilmiş bir destekti.
CHP içinden gelen tepkiler ise oldukça net: Parti sözcüleri, kararı "haklı bir sonuç" olarak nitelendirirken, mahkemenin tarafsızlığını öne çıkaran açıklamalar yaptılar. Tabii muhalif sesler de yok değil - bazı kesimler kararı eleştirmekte gecikmedi.
Ankara'daki bu hukuki gelişme, siyaset sahnesinde yeni tartışmaların fitilini ateşlemiş oldu. Gürsel Tekin'in bundan sonraki süreçte nasıl bir strateji izleyeceği ise merak konusu. Bir şey kesin: Bu dava, Türk siyasetindeki yargı-siyaset ilişkisi tartışmalarına yeni bir boyut kazandıracak.
