Meclis'in o her zamanki ciddiyet dolu havası, bir anda elektrikleniverdi. Öyle ki, koridorlarda yankılanan sözler, siyasi gerilimin ne denli yükselebildiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ile CHP Kocaeli Milletvekili Turan Başarıran arasında geçen diyalog—şey, tartışma demek belki daha doğru olur—gerçekten de kayda değerdi. Başarıran'ın, "hırsızlık" ifadesini kullanması üzerine, Zengin'in verdiği yanıt meclisi salladı adeta.
"Bu Müptezellikten Uzak Durun" Uyarısı
Zengin'in, "Sayın Başarıran, bu müptezellikten uzak durun" çıkışı herkesi şaşkına çevirdi. Siyaset dilinde pek alışık olunmayan bu ifade, ortamı iyice germeyi başardı. Aslına bakarsanız, bu tür sert çıkışlar mecliste zaman zaman yaşansa da, "müptezellik" vurgusu oldukça dikkat çekiciydi.
Öyle ya, siyasette eleştiri sınırları her zaman tartışma konusu olmuştur. Ama bu seferki, sınırları zorlayan bir nitelikteydi.
Başkan Devreye Giriyor
TBMM Başkanvekili Bekir Bozdağ'ın araya girmesiyle ortam bir nebze yatıştı. Bozdağ, her iki tarafa da sakin olmaları yönünde uyarıda bulundu. Fakat—biliyorsunuzdur—bazen sözler geri alınamayacak kadar ağır oluyor.
Zengin, konuşmasının devamında çok daha net ifadeler kullandı: "Bu ülkenin evlatları teröre can verirken, siz burada bu tür iftiralarla meşgulsünüz." Oldukça güçlü bir argümandı bu. Ve şunu söylemeden geçemeyeceğim: Siyasi kutuplaşmanın ne denli derinleştiğini gösteriyordu.
CHP'li Vekilin Israrlı Tutumu
Başarıran ise sözlerini geri almak bir yana, daha da sertleşti. "Ben hırsızlık dediysem, doğrudur" diyerek adeta meydan okudu. Bu tür bir diyalog, maalesef siyasi tartışmaların sağlıklı bir zeminde yürümediğinin açık göstergesi.
Gelgelelim, meclis kürsüsünün bu tür sert tartışmalara sahne olması, demokrasimiz adına üzücü. Siyasetçilerin birbirlerine hakaret etmeden de fikirlerini savunabileceklerine inanmak istiyor insan.
Sonuç olarak, bu olay Türk siyasetindeki kırılgan dengeleri bir kez daha gözler önüne serdi. Siyasi partiler arasındaki diyalog kopukluğunun ne boyutlara ulaştığını—üzülerek söylüyorum—açıkça ortaya koydu.