Beklenen karar nihayet açıklandı ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK), CHP'nin olağanüstü kurultay çağrısına yapılan itirazı tarihe gömdü. Red kararı, siyaset sahnesinde şimdiden dalgalanmalara neden oldu.
Peki ya bu kararın arka planında neler yatıyor? YSK, yaptığı yazılı açıklamada –her zamanki ciddiyetiyle– itirazın esasına girilmediğini, çünkü usul ve zamanlama bakımından hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtti. Yani, kısaca söylemek gerekirse, kapı yüzüne kapandı.
Hukuki Çerçeve ve Sonuçlar
Karar metninde vurgulanan önemli bir nokta, itirazın şekli şartları taşımadığıydı. YSK üyeleri, yapılan başvuruyu değerlendirirken, siyasi partilerin iç işleyişine müdahale etmeme ilkesini bir kez daha hatırlattı. Bu durum, aslında hukukçular arasında da tartışma konusu – kimilerine göre doğru bir karar, kimilerine göreyse kaçırılmış bir fırsat.
CHP tarafından yapılan olağanüstü kurultay çağrısının, parti tüzüğüne ve seçim mevzuatına uygun olduğu yönünde bir kanaat oluştu YSK’da. Şaşırtıcı değil aslında, zira benzer itirazlar daha önce de genellikle aynı akıbete uğramıştı.
Kulislerde konuşulanlara göre, itirazı yapan taraf bu kararı temyiz etmeyi düşünebilir, ancak bunun için önlerinde çok dar bir hukuki pencere var. YSK’nın kararlarının kesin olduğunu unutmamak lazım – istisnalar haricinde.
Siyasi Yansımalar: Ne Olacak Şimdi?
Bu red kararı, CHP içindeki mevcut yönetimin elini güçlendirdi diyebiliriz. Muhalif sesler ise beklemedeki hamlelerini yeniden gözden geçirmek zorunda kalacak. Siyaset arenasında dengeler bir kez daha değişiyor, taraflar pozisyon alıyor.
Peki ya sıradan vatandaş ne düşünüyor? Dürüst olmak gerekirse, çoğu kişi bu tür iç kavgalardan sıkılmış durumda. “Asıl meseleler konuşulsun” diyenlerin sayısı hiç de az değil.
Sonuç olarak, YSK’nın bu kararıyla birlikte CHP’nin olağanüstü kurultay süreci önündeki engel kalkmış oldu. Şimdi gözler, kurultayda yaşanacaklara çevrildi. Bekleyip göreceğiz.
