Tam da Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamalarının o coşkulu haftasında, siyaset sahnesinden gerçekten insanı içten ısıtan bir haber geldi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla eski genel başkanlara sürpriz bir telefon trafiği başlattı.
Kimleri aramış dersiniz? Tabii ki partinin yaşayan efsanelerini: Deniz Baykal, Altan Öymen ve Hikmet Çetin. Şimdi bu aramaların detaylarına bakalım, çünkü gerçekten siyasetin sert havasını yumuşatan anlar yaşanmış.
Baykal'dan Duygusal Yanıt
Özel'in ilk aradığı isimlerden biri Deniz Baykal olmuş. Görüşme sırasında Baykal'ın, "Partimizin genel başkanı olarak seni kutluyorum" ifadelerini kullandığı belirtiliyor. Oldukça samimi bir diyalog geçmiş aralarında. Baykal'ın bu jesti, siyasetin bazen ne kadar insani boyutlara ulaşabildiğinin de bir göstergesi adeta.
Öymen ve Çetin'den Sıcak Tebrikler
Altan Öymen de aynı şekilde Özel'i kutlamış. "Partimizin genel başkanı olarak seni kutluyorum" diyerek hem görevinin hem de bu anlamlı günün hakkını vermiş. Hikmet Çetin ise telefonun diğer ucundan yine aynı sıcak mesajları iletmiş. Sanki yıllar öncesinden gelen bir parti dayanışması gibi, değil mi?
Bu aramalar sırasında Özel'in, eski genel başkanlara Cumhuriyet Bayramı'nı kutladığı ve kendilerine sağlık, esenlik dilediği öğrenildi. Aslında basit görünen ama siyasette çok anlam ifade eden bu jest, belki de unutulmaya yüz tutmuş nezaket kurallarını hatırlattı hepimize.
Ankara'dan Yükselen Sıcak Diyaloglar
Ortada görünen o ki, Ankara'nın o bildik siyaset arenasının çok ötesinde, insani boyutu öne çıkaran bir tablo var. Özel'in bu hamlesi, siyasetin sadece kavga ve gerilimden ibaret olmadığını, aynı zamanda saygı ve nezaketin de bu dünyanın bir parçası olduğunu gösteriyor.
Düşünsenize, herkesin birbirine köpürdüğü bir dönemde, böyle sıcak bir temas... İnsan ister istemez "Keşke siyaset hep böyle yürüse" diye düşünmeden edemiyor. Neyse, en azından Cumhuriyet'in 100. yılında böyle güzel bir jest yaşandı ve bu da kayda değer bir gelişme.
Sonuç olarak, Özgür Özel'in bu davranışı siyasetteki insani dokuyu korumanın önemini bir kez daha hatırlattı. Umarım bu tür olumlu adımlar siyaset kültürümüzde daha sık karşılaştığımız bir davranış biçimi haline gelir.