
O geceyi unutmak mümkün mü? Gözlerinin önünde vatanı sarsan o karanlık tabloyu anlatırken hâlâ titriyor sesi. "Benim askerim beni mi vuracak?" diye düşündüğü o an, aslında her şeyin başlangıcıydı.
15 Temmuz 2016... Saatler gece yarısını geçiyordu ki İstanbul'un göbeğinde bir kâbus başladı. Tanklar sokaklarda, silahlar havada, insanlar şaşkın. İşte tam da o hengâmede, kendini birden bire darbeci askerlerin önünde bulan bir vatandaşın yaşadıkları, tüyleri diken diken ediyor.
"Silahı bana doğrulttuğunda inanamadım"
"Üniformasında Türk bayrağı vardı ama o artık bizden değildi." diyor anlatırken. Göz göze geldikleri o anda hissettiklerini kelimelere dökmekte zorlanıyor: "Bir an tereddüt etti sandım. Sonra... BAM! Kolumda patlayan acıyla yere yığıldım."
Olay yerine koşan sivil vatandaşlar sayesinde hastaneye yetiştirilmiş. Doktorlar, kurşunun kemiği parçaladığını söylemişler. "Ama fiziksel yaradan çok, güvendiğim bir elin bana ateş etmesi yaktı içimi" diye ekliyor.
15 Temmuz ruhu hiç bitmedi
Bugün, yarası iyileşmiş olsa da o geceyi her 15 Temmuz'da yeniden yaşıyor. "Kolumdaki kurşun yarası aslında hepimizin yüreğine işleyen o ihanetin nişanesi" diyor. Ve ekliyor: "Gençlere tek tavsiyem var - vatan sevgisi, işte bu yaraların üstünde filizleniyor."
Peki ya o askere ne oldu derseniz? "Sonrasını öğrenmek bile istemedim" diye cevaplıyor. "Ben sadece o gece şehit olanların ve bu vatan için canını ortaya koyanların hikâyesinin unutulmaması için anlatıyorum."