Savunma dünyasında son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye için oldukça kritik bir kapıyı aralıyor. Eurofighter Typhoon satın alma süreci -bir zamanlar hayal bile edilemeyecek şekilde- birdenbire somut bir fırsata dönüştü. Üstelik bu fırsat, beklenmedik desteklerle birlikte geliyor.
İngiltere ve İspanya'nın Türkiye'nin Eurofighter alımına yeşil ışık yakması, uluslararası ilişkilerde adeta küçük bir deprem etkisi yarattı. Almanya'nın çekincelerine rağmen, bu iki müttefikin gösterdiği olumlu tavır, Ankara için hiç de azımsanmayacak bir diplomatik başarı sayılır.
Müttefiklerden Sürpriz Hamle
Olayın en çarpıcı yanı şu: Türkiye'ye bu fırsat neredeyse 'altın tepside' sunuluyor. İngiliz yetkililerin konuya yaklaşımı, stratejik ortaklığın ötesine geçen bir işbirliği sinyali veriyor. Sanki 'Almanya istemese bile biz bu işi hallederiz' der gibi bir hava var ortada.
F-35 programından çıkarılmanın yarattığı boşluğu doldurmak isteyen Türkiye için Eurofighter'lar hayati önem taşıyor. Hava Kuvvetleri'nin modernizasyon ihtiyacı düşünüldüğünde, bu jetler sadece bir satın alma meselesi değil, aynı zamanda prestij meselesi haline gelmiş durumda.
Almanya Engel mi, Fırsat mı?
Almanya'nın çekinceleri aslında hiç de şaşırtıcı değil. Berlin yönetimi her zaman için daha temkinli davranmayı tercih eder. Fakat bu durum, İngiltere ve İspanya'nın inisiyatif almasına engel olamadı. Hatta belki de Almanya'nın bu tutumu, diğer iki ülkenin daha cesur adımlar atmasını teşvik etti kim bilir?
Şu anki durum gerçekten ironik: Türkiye, kendisine sunulan bu tarihi fırsatı değerlendirme noktasında. Müttefikler arasındaki bu 'koordinasyonsuz' görünen uyum, Ankara için beklenmedik bir kazanç kapısı oldu adeta.
Sonuç: Stratejik Bir Dönüm Noktası
Eurofighter meselesi sadece bir uçak alımından çok daha fazlasını temsil ediyor. Bu süreç, Türkiye'nin uluslararası arenadaki konumunu ve ittifak ilişkilerini yeniden şekillendirebilecek potansiyele sahip. İngiltere ve İspanya'nın desteği, Berlin'e rağmen ilerleyebilecek bir işbirliğinin de mümkün olduğunu gösterdi.
Peki ya sonrası? Türkiye, bu fırsatı nasıl değerlendirecek? Hava sahamızın korunmasında Eurofighter'lar ne kadar kritik rol oynayacak? Bu soruların cevapları, önümüzdeki aylarda şekillenecek gibi görünüyor. Bir kesin var ki: Bu gelişme, savunma diplomasisinde yeni bir sayfa açabilir.
