Tam da bu sıralarda, dünyanın gözü Gazze'deyken, Milli Savunma Bakanlığı'ndan dikkat çekici bir açıklama geldi. Sanki beklenen bir hamleydi bu - adeta satranç tahtasında stratejik bir pozisyon alış gibi.
Bakanlık yetkilileri, olağanüstü bir ciddiyetle, bölgedeki insani durumun kendilerini derinden etkilediğini ifade ettiler. Şöyle düşünün: Sınırların ötesinde yaşananlar, bizim için sadece haber değil, aynı zamanda bir vicdan meselesi.
Hazır Olmanın Anlamı
"Her türlü göreve hazırız" demek kolay değil aslında. Bu cümle, arkasında koskoca bir lojistik hazırlık, stratejik planlama ve insani duyarlılık gerektiriyor. MSB'nin bu sözleri, boş bir retorik değil, somut bir taahhüt gibi duruyor.
Biliyor musunuz, bazen diplomasi masalarında söylenenler kadar, askeri hazırlığın dilinden anlamak da önemli. İşte tam bu noktada, Türkiye'nin pozisyonu net: Beklemedeyiz, izliyoruz ve gereken her şeyi yapmaya hazırız.
İnsani Boyut
Gazze'deki durum sadece siyasi değil, aynı zamanda insani bir kriz. Ve bu konuda -bana kalırsa- Türkiye'nin söyleyecek sözü var. Yardım eli uzatmak, sadece bir seçenek değil, bir sorumluluk.
Şu an için somut adımlar atılıp atılmayacağını tam olarak bilemesek de, hazır olmanın bile başlı başına bir mesaj olduğu açık. Bölgedeki gelişmeleri adeta bir satranç ustası gibi izliyoruz derken, abartmıyorum sanırım.
Sonuçta, uluslararası arenada söz sahibi olmak demek, sadece konuşmak değil, aynı zamanda gerektiğinde harekete geçebilecek kapasiteye sahip olmak demek.
